TUT Kİ...
Tut ki;
Farklı bir zaman Bilinmedik bir mekân Henüz yolu yarılamamış iken… Diller lal, Kulaklar sağır, Muzip bir tebessüm yüzünde beliren, zaar. Efkâr ne kelime Neşe, aşk’tan sonra gelen İlk iki hece. Yol yakın, Hüzünler bize dargın Güller pembe, kırmızı Kalbimde ince, derinden bir sızı. Söze ne hacet, Gözlerdir her şeye tek namzet. Tut ki; Başka bir zaman Yeter ki; tut elimi, Yapraklar dönmeden kırmızıya Yağmurlar yağmadan, Vakit geçe dönmeden. Ilık bir meltem Alıp, götüren çok uzaklara, Yorgun bedenim Dinlensin hüznün rehavetinde. Tut ki; Yıldızlar şahit olsun Gecenin hükmünde. Tut ki; Dinsin şu fırtına Aciz gönüllerde… |