zarokistangülistan doğacağım ülkedir adımı unutacağım ülke topraksız... topraksız ülke olsun da sınırsız olsun diye yaşamak gülistan havası dağlardan, deniz ülkesi yağmurlara tok evleri alkım çatılı evinden çıktığında dünyaya çıktığın ayak bastığında ayaklarında yeryüzü çıkartsan ayağından- çıkan dünyanın öbür ucu dert, yeri tutmaz kar gibi paylaşılır umarı yaz güneşi dağıtır ... topraksa kimliksiz çocuk bahçesidir toprak ‘hayat’ı oyuncak çevrili şeker ağacında salkım salkım salıncak üstünde hiç uykusuz kalınmamış ve zaman yitimi uyumak ... şahinin tükenmeyecek nesli; gülistan güvercin takla atacak buna; gülistan inecek yer bulamayacak şahin tırnağı uzatan insan ve deniz alttan su almayacak ve hırsın kara çarşafı ‘kara’dan çekilince deniz, deniz değil deniz kızı, sudan ince nehir geleceği sürmeyecek geçmişe nehir ki suyunu iç, suyunda yıkan önünü köy ile kent ile kesme çöl akıtma göllerine ormanla dağla dağ yarasını uğru rüzgârdan toz toprağı al geri ver çiçek tozlarını yerine ... gülistan doğacağım ülkenin adı doğar doğmaz kimliğimden ‘döl eşi’ gibi soyadımı atacağım ülkenin unutulmuş bir vahiy ki iki ayettir gülistan bir paylaşmak farz savaşmak haram, iki ... her adımım bir gümrüğe çıkıyor zaten ayaklarıma balık ağı gibi takılan sınırlar yetiyor bir sınır da sen çizme gülistan bir sınır da sen çizme, sil sınırsız olsun gulistan . . . . . . . . . duvarlar sırat ağı, geçilir hepsi duvarların altından çekin dünyayı cennet bahçesi midir, bağı mı, değil öbür dünyaya nispet, çocuk bahçesi ömer faruk hatipoğlu *zarok/istan: çocuk/ülkesi |