Kendimi Tanıyamaz Oldum
Hep sevmiştim,
Kırları çiçekleri ağaçları, Deredeki suyun akışı, huzur veriyordu bana Yazın sıcağında, yaprağa düşen, bir damla su Yüreğimi serinletiyordu, ağustos aylarında, Acaba ne oldu bana? Bülbülün sesine hasret kalan yüreğim Büyük şehirlerdeki kalabalıkları görünce Çalışkan karıncaları özledi. Güneşin tepeye vurduğu anlarda Cırcır böceğinin şarkılarına eşlik ederdim Kurumaya yüz tutmuş kara ağaç dibinde. Bu güzelliklerdi beni hayata bağlayan Arının çiçekten bal yapışı Bülbülün ağaca yuva yapışı Kuşların eşine kur yapışı......... Benim hiç paralı oyuncaklarım olmadı Bir uçurtma bile uçuramadım Kağıttan gemiler hiç yapamadım Benim doğduğum yerlerde bunları bulamadım. Çocukluğum aklıma geliyor Çember çevirdiğimiz günler Taşlardan oyuncak yapar, kondirak oynardık Cevizleri üst üste koyar, ceviz oynardık Bir/de kendi icadımız topacımız vardı. Hep düşlerimde bir pisiklet vardı Mavi. Mas/mavi bir pisiklet, (Hayallerimi süslerdi) Ne yazık/ki sadece, hayallerimde kaldı. Düşle gerçek arasında, Artık kendimi tanıyamaz oldum Özlemler içimi yakıp kavursada Ağlamak isteyip/te ağlayamaz oldum.. 30.12.2013.. Makedonyalı Şair Ramazan Çalışkan.. |
yaradana şükürki yine sizlere kavuşturdu mevlam arkadaşım
nasıl özlemişim yürek sesini iyiki varsın arkadaşım yürek sesin her zamanki gibi
yine içten yine duygulu sevgiler bırakıyorum sayfana