Ölümle sevişirken-Bir fırtınayla uyandım bugün- Gökyüzü, alabildiğince karanlık Hislerini, kör edercesine kızgın Hoyrat, kararsız, ve beklemekte! -Bu, neyin öfkesidir böyle?- Neden deniz; Kudurmuş bir köpek gibi havlıyor, Sırtında taşıdığı insanlara? Ve neden, İpini koparmış, bir boğa gibi saldırıyor Paramparça ediyor, evleri boynuzuyla? -Aman Allahım!- Kim bu adamlar? Kim bu kadın, çocuklar? Ne diye yarı baygın duruyor, denize batıp çıkan, ıslak tahtalar üzerinde? Peki ya bu, nasıl bir vahşet? Neden ayaklar kırık, parmaklar kopuk, Baş desen yok, kaş, göz, saç, burun süslerinde! -Hey, ressam- Çizebilir misin bana; Sırtında taşıdığı insana avlayan, köpeğin cismini Ya da, ipini koparan boğanın, boynuzuyla dağıttığı evlerin resmini? Ya sen şair? Anlatabilir misin söyle, Ölümle sevişirken, verdiği ’o’ son nefesi... 03.01.2014 - Adnan Bilgiç |