.....râh-ı vuslatŞiirin hikayesini görmek için tıklayın zay:neden,sebep
zay:zayi olmak,yitmek cay:caymak,vazgeçmek cây:yer mekan mevki cay:gurur,naz pay:hisse pây:ayak,esas,kaide çay:Çeşitli bitkilerin yaprak veya çiçeklerinin demlenmesiyle elde edilen bir tür içecek çay:dere, akarsu yay: Ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiriş gerilmiş, eğri ağaç veya metal çubuk. yay:yaymak,duyurmak say:çalışma,çabalama,emek sarfetme,,gayret etme. say:saymak,yerine koymak ray:. Tren, tramvay vb. taşıtlarda tekerleklerin üzerinde hareket ettiği demirden yol. rây: : Görüş, fikir, hüküm, rey, oy.itikad nây:ney na’y:ölüm haberi getirme,yayma
Marifet aşk bulduğun kapıda dilenmek
varlığından sıyrılıp yokluğa elenmektir İklimi kasvete şavkı düşünce Güneşti yıldızdı aydı bu sevdâ Söktü çadırları mübhem düşünce Hâb-ı gafletimden aydı bu sevdâ. Zevâli beklerken bahar getirdi Zemheride gül-ü ranâ bitirdi Gönül dergâhında şevkle yetirdi Evhâmı yok eden zaydı bu sevdâ Mecâz aynasında zaydı bu sevdâ. Vakt-i hazânımda sadrıma düşen Vîrâne bağımı eylerken gülşen Hasretle demlenip sabırla pişen Sadakât câmında çaydı bu sevdâ Dosta doğru akan çaydı bu sevdâ. Nâr-ı beyzâ gibi yansa da ciğer Bulunmaz emsâli biçilmez değer Kader torbasında saklıymış meğer Ezelden bahtıma paydı bu sevdâ Maksûda götüren pâydı bu sevdâ. Nâdânlar dese de hâli perîşân Âşığa gerekmez şöhret ile şân Hakikat râhında bir iz bir nişân Hüznün haz olduğu câydı bu sevdâ Hevâdan hevesten caydı bu sevdâ. Lisân-ı hâl ile yaptığı sohbet Düşürdü destine hüküm müebbet Hedefe varırken tir-i muhabbet Sıdk ile gerilen yaydı bu sevdâ Adımı dillere yaydı bu sevdâ. Zaman ağlarını örer aheste Sırr-ı nihânımdır esrârlı beste Sîmâsız resimde duyulmaz seste Sîne püryan eden nâydı bu sevdâ Beni benden alıp na’ydı bu sevdâ. Ruhum feryâd eyler ten mezârında Bin şükür saklıdır âh-u zârında Beş para etmezken aşk bazarında Canı mecnûnlara saydı bu sevdâ Mihnetten nimete saydı bu sevdâ. Ecel erişmeden aciz bedene Hikmeti var deyip zâhir nedene Cânân illerini murâd edene Gurbetten sılaya raydı bu sevdâ Nedâmet duyulmaz râydı bu sevdâ. Sırasıdır sözü derip gitmenin Lüzûmu yok lâf-ı güzâf etmenin Günahi denilen yeni yetmenin Defter-i uşşâka kaydı bu sevdâ Nakıştan Nakkâşa kaydı bu sevdâ. Günâhi Ahmet İslamoğlu |
esen kal