KASIMPATI AYRILIĞIBazen ipli ayakkabılarını çıkartıp koşmak istersin, Yalın ayak, Öyleki çıkılmaz kavşaklarda zorlanırsın, Nefes nefese kalarak.. Dar bir dönemeçten geçerken arkana bakarsın, Keskin gözlerin takibi rahatsız eder seni, Dur dersin kendine işte o zaman, Dinlenme vakti. Sonbahar esintisinde kalmış, kurumaya yüz tutmuş, Sarıdan kırmızıya dönüşmüş, Kasımpatıların keskin toprakla karışık, Ağır misk kokusunu duyarsın.. İçine çeker oturursun yamacına, Düşünürsün geçmişi tıpkı kasımpatı gibi solacağın günü, Göç vaktinin yavaş yavaş geleceğini anımsarsın , Toprakla aynı olacağın anı, Daha dün hiç yoktun hayatta , Bu günse ölümle burun buruna, Peki ne bıraktın hayata . Buz gibi öleceğin anın koynunda, İşte o zaman anlarsın kasımpatının kaderini, Yıpranmadan önceki ihtişamlı gizemini, Yüzündeki güzelliğini Manasında taşıdığı ayrılığı, Bir müddet kalakalırsın oracıkta, Ne çok pişmanlığın vardı oysa , Ne çok keşkelerin, Yaşanmışlıklarının verdiği serzenişlerin, Usulca kalkarsın yosun tutmuş dar yamacın kuytu köşesinden, Tekrar yürümek, ardına bu defa bakmadan ilerlemek istersin, Kasımpatının hayatı seni düşüncelerinden uzaklaştırmış, Kısacık yolda çok uzun yaşama sebebi katmıştır, Yalın ayak yürüdüğün dar geçit yolun sonu bilinmezi kapatmış, Yeni umutların gölgesinden kara bulutları kovup güneşe kucak açmış, Aslında biliyormusun, Kasımpatının ayrılığı sana çok şey anlatmıştır.... |
yüreğin kasımpatı giib açmış
yasemin gibi kokuyor
seni seviyorum diyor çiçekler bende seni sevdim
sevgiden sevgilerle canımmm