Seni Ne Özgürlükler İstedi deseni ne özgürlükler istedi de bize de anlatsana telgraf tellerine konan kırlangıçları kısa olmasın öykü ne bileyim öyle baştan savma ah nasıl da göremediler gözü dönmüş avcıları keskin bakışları vardı kuşların ...................................ah ki ah ...................................vah ki vah kâhinlere baktırdılar cenkleri gelecekleri insan eti yiyordu insafsız zefer takları onca savaşı madalya diye nasıl da taktılar uygarlığın boynuna ne zorunuz vardı ısıtan güneşle neden kızdınız yıldızlara da kırıp kırıp da aklınızca meteora döndürdünüz onları oktavı bozuk bir avazla bütün bülbüller kaçtı gülistandan hırsızlardan arsızlardan korkan binalar pencerelerini kapıp birer birer gittiler çok katlı bilinmezlere söylesene nasıl patlattın da basiretini âlemin onca yavru diktatör yayıldı yeryüzüne aslında seni ne özgürlükler istedi de vermedik be ah keşke vermedik ben şaşıyorum ama sen şaşma ne yufka yürekliler var bilir misin kaldırımlar ıslanmasın diye şemsiyesini açan açana ses tellerim koptu tenorlara sopranolara öykünürken daha dinlemeden konserleri yazdım bütün ihanetleri riyaları isterseniz birer birer sorguya çekin bütün notaları öyle zehirsin ki konuşurken söylediklerin bir kulağımdan giriyor ama çıkamıyor ki ikincisinden şimdi huzur ülkesinde olsam diyorum kendi kendime huzur ülkesinde yanı başımızda haklar hürriyetler ............................................ah haklar ............................................vah hürriyetler elâleme yüksünmenin şu an ne âlemi var ki öylesine çağırsalar coşkuya mesela tango ça-ça vals bunlardan bana ne demem elbette ama iyi ki yurdumdayım iyi ki halaydayım iyi ki harmandalıdayım bilgisizlik çok kötü de çapsız bilgin daha çok acı veriyor her sözünde tam karşında konuşuyor ya tam karşında yüz yıl sonrayı karartıyor .............................................ah karartıyor ............................................vah karartıyor sözde adamlar var adamsızlığa kadınlarının kadınlığını kendi hükmünde sanıyorlar çoğu demir parmaklıklar ardında güne gün sayıyor söylesene bana kafandaki onca duvarı ne zaman aşacaksın daha baksana televizyon kanallarına belgeseller belge belge siyahı var beyazı var tavalara düşmemek için onca balık onca balık kaçışıyor çırpınıyor sularda farkında mısın dünya sanki bir dondurma ezilenlerin tadamadığı dondurma ve yine farkında mısın senin hükmü iradenle gün be gün kararıyor yarınki yarınlar perişansa ki -perişan - evin barkın sebep sensin bütün bunlara ve senin devri kararın kalkın be artık kalkın her şeye rağmen şafak yakın şafak yakın Şükrü BEŞİKTAŞ |
Yorumunuzun duygulara yakışır biçimde olması gurur verici…
Şiir sev, Şiir oku, Şiir yaz...