hiç yoktan
zamansız bir anı devirdi adam
öfkeyle özlem arası kadın bana mısın demedi yine de bir yağmur sonrası açan şen şakrak bir gök gibi adam, çok ağır bir eşyayı sırtlar gibiydi yerden kaldırıp anca iliştirebildi herhangi bir çekmecenin cebine, kapının girişindeki köşelik yerine... bir şeyleri örter gibiydi sanki yok hayır gömer gibiydi bu defa daha çok geçmişi geçmişe olmadı bütün pencereleri açtı adam ardından televizyonu ve radyoyu son sesine kadar bastırmak istermiş gibi büyük çaplı bir isyanı ve ardından çarpık bir kahkaha odanın bütün duvarlarını iyiden iyiye yurt edinircesine |
sündürülmeden hafızamızda harika biz iz bırakarak.
Kutlarım, nefis...