DÜŞMEK FİİLİNİN İKİ HALİ ÜSTÜNE ŞİİR…ne fark eder, önemli olan “düşmek”, uçurumdan ya da kaldırımdan, ilkinde, şansın varsa ve derin değilse uçurum, ayaklardan başlayarak, kırılır kemiklerin, ölmediğine şükretsen de; kötürümsün… ikinci mi? ikincisinde şanssızlığın daniskasıdır, kırılması ayağının, önce alay eder, güler, sonra yardıma gelir çevrendekiler, ayağın, en az iki ay alçıdadır, parmak araların kaşınır, dayanamazsın, kaşıyamazsın... bunlar, önemli değil inan, her ikisi de “düşmek” fiilinin sıradan hali, insana ağır gelen, giderek eksilmek, bir başka anlam ile kişiliğinden düşmek, çeşitli renk ve desenlerle bezeli kağıt uğruna, her tükürüğe, “yarabbi şükür” demek, yük ağırdır, taşıyamazsın… hava, berrak mı berrak, üçü çarpar, yanından geçerken, beş vatandaşın, ayna senden beş dakika önce silinmiş olsa da; yüzün belirsizdir, kesersin, traş dahi olamazsın. çünkü, kişiliğini kaybetmişsin, ara, aramazsan, bulamazsın… kalbinde pörsüme, mantığında dağılma, çekip git, ya da teslim ol, “hayır” diyebilme cesareti kaldı mı yüreğinde, kış ortasında, denize düşmedin, atlamadın mı, hayır deme, yalan söyleme, gençliğini hatırla, “kişiliksiz”im, yaşın ilerledikçe sen, nefes almaya korkar olmuşsun… düşmek fiilinin iki hali üstüne şiir, üçüncü hali mi, o düşme değil ki; kişilik kaybı, şanssızlığın değil düşmenin daniskası, direneceksin, dişinle, tırnağınla, direnemezsen, kurtulamazsın… İST. 26. 11. 2013 / 00. 10 |