İNAN Kİ…(gitmedin, halbuki öldün) (ölümün, dönüş ihtimali olan gitmek gibi geliyor bana) (kim bilir, belki de döneceksin) (tüm hayallerin ötesinde bu olasılık) (ya da ben yanına geleceğim) gittin gideli, apansız rüyalarıma giriyorsun, sürekli, bir şeyler istiyorsun, bir gece şiir, bir gece dua, çiçek, yeni açmış mevsim çiçekleri istiyorsun, mezar taşımın dibine bırak diyorsun, mezarın, kilometrelerce uzakta… iki gözüm, can-ım, Suna-m, eskisi gibi değil inan, iş yaşamı ve yaşam, neden bilmem yoğunum, neden bilmem yorgunum, bugün yağmur yağdı sağanak halinde, tenime değmedi, gereksiz işlerin peşinden koşuşturmada… dua mı? istiyorsun, çocukluğumda öğrendiğim ve unutmadığım, iki dua var aklımda kalan, üç “Kuluvallah”, bir “Elham”, her gece okurum inan, sıkılmadan, bıkmadan, şiir mi? her gece olmasa da yazmaya çalışırım, çiçek isteme benden ne olur, alırım götüremem, götüremem, solar, üzülürüm, üzülürsün, çok uzaktasın, nasıl ulaşırım, nasıl yollarım?... beraber olduğumuz zamanlardaki gibi değil yaşam, yaşamak dert, çalışmak dert, ölsem (ki istiyorum), ölmekten korkmuyorum, korkum; sonrasında da, sana kavuşamamak… görüyorsun ya Suna, ne yaşamak çözüm, ne ölüm, bu ara; beraber aldığımız kılıç çiçeğini hatırladın mı?, o, yaşamak için hala direniyor, benimle gelmemek için… bak, gördün mü Suna?, iki dileğini de aynı geceye ve peş peşe ekledim, edeceğim dua öncesi sana, şiire benzemese de “şiir” gönderdim... çiçekleri mi soruyorsun? Eylül ayı, üç zaman sonrası kasımpatı zamanı, renkleri beyaz olsun değil mi? bilirim, sen beyazı severdin, kim bilir, belki; onları da Kasım’da ve belki ben getiririm… iki gözüm, can-ım, Suna-m, eskisi gibi değil inan, iş yaşamı ve yaşam, neden bilmem yoğunum, neden bilmem yorgunum, bugün yağmur yağdı sağanak halinde, tenime değmedi, deyse serinletirdi, duymadım, duydum, ıslanmak için kapı önüne çıkamadım, sana ulaşma çabalarımda… (özür dilerim, sana sitemim de var) (niye bu kadar erken) (niye beni, tek başına bırakıp gittin?) İST. 06. 09. 2013 / 01. 50 |
bu kadar az okurunun olması ne kadar üzücü,
öncelikle bunu söylemeden geçemeyeceğim...
şiire gelince,
bir sızı oldu düştü içime,
bir yumru oldu tıkandı boğazıma...
bazen sözün bittiği yerdir,
ne söylesen kifayetsiz kalır,
işte öylesi bir noktada kaleme alınmış bu şiir,
biten sözcüklerinden, tükenen yüreğinden,
ve yanan ellerinden bir sevda inşa etmiş tekrar şair...
çünkü tükenen yüreğinde bitmeyen,
ve hiç bir yerlere sığdıramadığı kocaman bir sevdası vardır...
selam olsun sevdasını yüreğinde ölümsüz kılan kaleme ve yüreğe...
hürmetlerimle efendim...