Kaos--“Benim dikenlerime sebep sizlersiniz” diye hayıflanıyordu karaçalı eşkiya kuşlara; --”yağmalayıp herşeyimi, ---pisliyorsunuz dallara. ---Bir de ---şarkı söylediğinizi sanıyorsunuz ---bu bencil egoist çığlıklarla” --”Hakkımı sana helal etmem”! diyordu yaşlı sazan ihtiyar balıkçıya, Kendisinden gayet emin; ---”Hangi canlı dayanır ki; ---bu kadar yoğun kimyasala! ---siz bizi çoktan öldürdünüz! ---şimdi de ---çocuklarınızı zehirleyin”! Kraliçe arı asaletinden ödün vermeden yapıyordu röportajını; --”Sizin çiçekleriniz artık çiçek değilse ---neden balımda hile arıyorsunuz? ---Bir avuç altın için ---dağların altını üstüne getiriyorsunuz. ---Kaynaklarınız kurudu, ---akmıyor. ---Sahi sizin politikacılarınızın ---yürekleri var mı ? ---Neden ilgilenip bakmıyor”? En son karaağaç ecel teri dökerken Sitem ediyordu Tanrı’ya; --”Ey Ulu Efendimiz! ---Neden bizi bu kadar verimli ve ---hünerli kıldınız da, ---Şu insan oğlunu duygusuz ---aptal ve beceriksiz”? Birer birer yıkılıyordu, Kerpiç evlerin damları. Bir kızın kaçtığı söyleniyordu, Şehirdeki berbere. Bir oğlan da valizini toplayıp gitmiş Kimse bilmiyor nereye ? Köyler boşalıyor. Kimisi çiçeği burnunda kaçak Firar etmiş baba ocağından. Şehir meydanı tıklım tıklım. Motosikletli kapkaçcı el marifetiyle Bir çanta daha kapıyor Genç kadının kucağından. --”Baba” diyor genç kız; --”Şu senin yanına çalışmaya ---yolladığın amca varya! ---hani çiçek bozuğu gözleri olan, ---lanet olası o uğursuz ---bürosunda bana tecavüz etti bu gün ---kapatıp perdeleri” ....................................... --”Tamam kızım” diyor adam; --”Maçın en heyecanlı yerindeyiz şimdi ---Penaltılar bitsin konuşuruz”! --”Bildiğiniz gibi değil! ---Büyüdük çok büyüdük” diyordu. Medyanın önde gideni Kuyruk yağı kıvamında Pembe tenli bir adam Doksanlık ekrana sığmıyordu Küçük çocuk şaşkınlıkla ağzını açmış heyecandan --”Baba sen neden küçücüksün” diyordu --”Bak bu adam ne kadar şiş karınlı? ---kafası da ne kadar kocaman”? --”Kendimi bildim bileli ---Benim dikenlerim vardı” diyordu karaçalı Sözü geveliyerek; --”Dallarıma kuşlar konardı. ---Ama emin değilim şimdi ---her yanımı yoğun radyasyon sardı ---Bir de türlerin değişimini duyunca ---İçimi bir vesvese aldı ---Şimdi kimlik bunalımındayım”. --”Şimdi sevmek-sevişmek zamanıdır”! diyordu yarı çıplak tüllü bir fıstık. Durmadan dansediyordu. Düşündü evdeki adam ve kadın; --”Bugün Cumartesi ---TV yıldızı doğru söylüyordu. ---Pazartesi iş, ---Pazar kebap-şiş, ---Bayramlar kavuşma, ---Şu an tam sevişme zamanı”! ............................................... Gündemi hep onlar tayin ediyordu Evin kadını hemen soyundu. Ardından da adam ................................. TV yıldızı iç geçirip ekranda Gülümsüyordu. --”Önünüze bakın”! diyordu bir kılavuz Caddede güttüğü çocuklara; --”Sadece önünüze bakın! ---düzen sağlansın”! ............................... “Kör olun”! demektir bu Kör, sağır ve dilsiz olunuz ki; kaos tamamlansın Celal Çalık |