Kapkara düştü avuçlarımıza şıp diye Fitne yaklaşımlarıyla Karanlıktan korkuyoruz ya Apansız çöküveriyor yezit bizim boğazımıza Neredesin gün seni bekliyor tan yaşatmaya Neredesin bu ülkenin evlatları Ölü ceninler savruluyor toprağa Bir sam yeli çığlığı haykırışıma bulaşırken Akıt tüm musonlarını Biz her musonun da bir kez daha batıyoruz nasılsa
Cem gibi boğuyorlar boğazımızı Kanuni tohumu kapitülasyonlara kurban adanıyor Firavunun ateşi yakmazken insanımı Sarıkamış’ta donduruluyor evlatlarımız Madımakta- Baş bağlarda yakılıp kurşunlanmakta Uğur mumcular söndürülürken Kuyular kazılıyor “Yusuf’larına “Eyüp” edası istenirken bizden Uyku seriliyor tüm vicdanlara En ücrasına dek zımnen karıştırılıp Irk-kin-mezhep-din-dinsiz-sağ-sol ekilip biçiliyor vatanıma
Şimdi mort edildik ya bizler Bir mort ki morglara sığmaz asla Ne vakit soluklansak nefesimiz de Fırsat bırakılmadan cürümler işlense de Yüreğimiz iflah olmaz bir kanserin pençesinde Tümörleri ekip de dururlar Atiler sessiz ve soğuk düşüyor köklerinden Kap kara bir şiir düşüyor kalemimin kömüründen Hem içten hem dıştan sarıp yok ediyor Adına demokrasi dedikleri ocağın deminden
Deyin bakalım milliler Vatan millet Sakarya deyişte kaç can gitti mundar ruhlara kurban kaç can daha düşecek dalından Bilinmiyor ki varlığın mı yoksa yokluğun mu dert Yanıyor mu senin de ciğerin bir nebze Yalanlarının gölgesinde De bakalım hangi hayırsızlığımızın kurbanıyız biz
Bu gün-yarınla üstümüze iblisin çulu düşürülmekte Bu gün kapımızı kıranlar Daha dün eşiğimiz de değiller miydi Ne kadar oldu ki İspanyadan ithalleri Ne zaman semizledi iplerini kopararak Kahpeliğin oyunları bir tek bizi mi bulur Bir düğmedir gider ona hangi itler basıp duruyor Demokrasi ihtilallerinde Bir ucu dışarda olan yezit parmaklar bedenleri yaktıkça Bir ucu içerdedir dönmelerin Buna sabrın canı bile dayanmaz artık
Söyleyin öğrenelim şu Lozan’ı Kerkük Musul’u sattınız anladık Hangi tezgahına serildi siyonların ki Çökerek bu vatana İlmik ilmik söküyor taşını toprağını ciğerimizden Gaffarın vurulduğu noktadan da Ayni hainlikte vurup dururlarken Biz Urfa’nın nimetlerini toplattırırız Günah veya vebalimiz mi-ihmalimiz mi çok yoksa Biz hangi firavunun kuluyuz ki bu kor ateşi taşırız…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Karalar düştü yüreğimize... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Karalar düştü yüreğimize... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Kapkara düştü avuçlarımıza şıp diye Fitne yaklaşımlarıyla Karanlıktan korkuyoruz ya Apansız çöküveriyor yezit bizim boğazımıza Neredesin gün seni bekliyor tan yaşatmaya Neredesin bu ülkenin evlatları Ölü ceninler savruluyor toprağa Bir sam yeli çığlığı haykırışıma bulaşırken Akıt tüm musonlarını Biz her musonun da bir kez daha batıyoruz nasılsa
Cem gibi boğuyorlar boğazımızı Kanuni tohumu kapitülasyonlara kurban adanıyor Firavunun ateşi yakmazken insanımı Sarıkamış’ta donduruluyor evlatlarımız Madımakta- Baş bağlarda yakılıp kurşunlanmakta Uğur mumcular söndürülürken Kuyular kazılıyor “Yusuf’larına “Eyüp” edası istenirken bizden Uyku seriliyor tüm vicdanlara En ücrasına dek zımnen karıştırılıp Irk-kin-mezhep-din-dinsiz-sağ-sol ekilip biçiliyor vatanıma
Şimdi mort edildik ya bizler Bir mort ki morglara sığmaz asla Ne vakit soluklansak nefesimiz de Fırsat bırakılmadan cürümler işlense de Yüreğimiz iflah olmaz bir kanserin pençesinde Tümörleri ekip de dururlar Atiler sessiz ve soğuk düşüyor köklerinden Kap kara bir şiir düşüyor kalemimin kömüründen Hem içten hem dıştan sarıp yok ediyor Adına demokrasi dedikleri ocağın deminden
Deyin bakalım milliler Vatan millet Sakarya deyişte kaç can gitti mundar ruhlara kurban kaç can daha düşecek dalından Bilinmiyor ki varlığın mı yoksa yokluğun mu dert Yanıyor mu senin de ciğerin bir nebze Yalanlarının gölgesinde De bakalım hangi hayırsızlığımızın kurbanıyız biz
Bu gün-yarınla üstümüze iblisin çulu düşürülmekte Bu gün kapımızı kıranlar Daha dün eşiğimiz de değiller miydi Ne kadar oldu ki İspanyadan ithalleri Ne zaman semizledi iplerini kopararak Kahpeliğin oyunları bir tek bizi mi bulur Bir düğmedir gider ona hangi itler basıp duruyor Demokrasi ihtilallerinde Bir ucu dışarda olan yezit parmaklar bedenleri yaktıkça Bir ucu içerdedir dönmelerin Buna sabrın canı bile dayanmaz artık
Söyleyin öğrenelim şu Lozan’ı Kerkük Musul’u sattınız anladık Hangi tezgahına serildi siyonların ki Çökerek bu vatana İlmik ilmik söküyor taşını toprağını ciğerimizden Gaffarın vurulduğu noktadan da Ayni hainlikte vurup dururlarken Biz Urfa’nın nimetlerini toplattırırız Günah veya vebalimiz mi-ihmalimiz mi çok yoksa Biz hangi firavunun kuluyuz ki bu kor ateşi taşırız…
(14.11.2013) AZAP…
Aklımızı başımıza toplamadığımız sürece dahada kötü olacak, derman bizde evet derman Ankarada, Diyarbakırda ne arıyorlar anlamadım.İki yüzlülerden bölücülerden hainlerden ne zaman fayda geldi ülkemize şiirin anlamlı ve güzeldi.Kutluyorum değerli arkadaşımı puanım tam.Yunus diyarından selamlar.
Şiirin temasın da şair denen sevdasını genelleştirmeli...sevdayı kişiye özel indirgememeli... Şairin sevdası başta vatanı sonra halkı ve inançları olmalı...bazı arkadaş tasavvuf şiiri yazarken bile sevgiliynin ihanetini bile belirginleştirecek ve giden sevgilinin diz dövünmeliğini yapmakta...sizin şiirlerinizde bu nun olmaması benim açımdan çok çok güzel....nedense şiirlerinizi beğeni ile okumam da ondan olsa gerekir...
SNS/Türk/Kardeşler tarafından 11/14/2013 10:54:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
Tarihsel mesajlar gerçekçi dizelerdi hocam. İç ve dış oyunlar oynanıyor göz göre göre. Yüreğim sızlayarak beğeniyle okudum. Saygılar alkışlar İzmir'den.
Deyin bakalım milliler Vatan millet Sakarya deyişte kaç can gitti mundar kaç can daha düşecek dalından Bilinmiyor ki varlığın mı yoksa yokluğun mu dert Yanıyor mu senin de ciğerin bir nebze Yalanlarının gölgesinde De bakalım hangi hayırsızlığımızın kurbanıyız biz
Bu şiir insana düşünme payı bırakıyor. Her satırı anlam doluydu. Yüreğinize gönlünüze sağlık Ağabey. selam ve saygılar
Sayğıdeger üstadım, insanlık, beşerilik, millilik, kendini derk etme sizin eserlerinizin meğzini teşkil ediyor. Sizi okumak her zaman hoşdur, Yüreğinize, kaleminize sağlıklar dilerim, üstad!
Bu gün-yarınla üstümüze iblisin çulu düşürülmekte Bu gün kapımızı kıranlar Daha dün eşiğimiz de değiller miydi Ne kadar oldu ki İspanyadan ithalleri Ne zaman semizledi iplerini kopararak Kahpeliğin oyunları bir tek bizi mi bulur Bir düğmedir gider ona hangi itler basıp duruyor Demokrasi ihtilallerinde Bir ucu dışarda olan yezit parmaklar bedenleri yaktıkça Bir ucu içerdedir dönmelerin Buna sabrın canı bile dayanmaz artık
Söyleyin öğrenelim şu Lozan’ı Kerkük Musul’u sattınız anladık Hangi tezgahına serildi siyonların ki Çökerek bu vatana İlmik ilmik söküyor taşını toprağını ciğerimizden Gaffarın vurulduğu noktadan da Ayni hainlikte vurup dururlarken Biz Urfa’nın nimetlerini toplattırırız Günah veya vebalimiz mi-ihmalimiz mi çok yoksa Biz hangi firavunun kuluyuz ki bu kor ateşi taşırız…
Harika bir anlatım olmuş kutluyorum yüreğine sağlık selamlar.........
Vatan millet sakarya deyişte giden canlar mundar olur mu üstad? Derin hesap ne olursa olsun cepheye sürülenler veya gidenlerin mundar olması söz konusu olamaz, hele ki zaruri olarak gönderildilerse.. Gerisine sözüm yok şiirinizin, güzeldi...
Bu gün-yarınla üstümüze iblisin çulu düşürülmekte Bu gün kapımızı kıranlar Daha dün eşiğimiz de değiller miydi Ne kadar oldu ki İspanyadan ithalleri Ne zaman semizledi iplerini kopararak Kahpeliğin oyunları bir tek bizi mi bulur Bir düğmedir gider ona hangi itler basıp duruyor Demokrasi ihtilallerinde Bir ucu dışarda olan yezit parmaklar bedenleri yaktıkça Bir ucu içerdedir dönmelerin Buna sabrın canı bile dayanmaz artık
Söyleyin öğrenelim şu Lozan’ı Kerkük Musul’u sattınız anladık Hangi tezgahına serildi siyonların ki Çökerek bu vatana İlmik ilmik söküyor taşını toprağını ciğerimizden Gaffarın vurulduğu noktadan da Ayni hainlikte vurup dururlarken Biz Urfa’nın nimetlerini toplattırırız Günah veya vebalimiz mi-ihmalimiz mi çok yoksa Biz hangi firavunun kuluyuz ki bu kor ateşi taşırız…
Kapkara düştü avuçlarımıza şıp diye
Fitne yaklaşımlarıyla
Karanlıktan korkuyoruz ya
Apansız çöküveriyor yezit bizim boğazımıza
Neredesin gün seni bekliyor tan yaşatmaya
Neredesin bu ülkenin evlatları
Ölü ceninler savruluyor toprağa
Bir sam yeli çığlığı haykırışıma bulaşırken
Akıt tüm musonlarını
Biz her musonun da bir kez daha batıyoruz nasılsa
Cem gibi boğuyorlar boğazımızı
Kanuni tohumu kapitülasyonlara kurban adanıyor
Firavunun ateşi yakmazken insanımı
Sarıkamış’ta donduruluyor evlatlarımız
Madımakta- Baş bağlarda yakılıp kurşunlanmakta
Uğur mumcular söndürülürken
Kuyular kazılıyor “Yusuf’larına
“Eyüp” edası istenirken bizden
Uyku seriliyor tüm vicdanlara
En ücrasına dek zımnen karıştırılıp
Irk-kin-mezhep-din-dinsiz-sağ-sol ekilip biçiliyor vatanıma
Şimdi mort edildik ya bizler
Bir mort ki morglara sığmaz asla
Ne vakit soluklansak nefesimiz de
Fırsat bırakılmadan cürümler işlense de
Yüreğimiz iflah olmaz bir kanserin pençesinde
Tümörleri ekip de dururlar
Atiler sessiz ve soğuk düşüyor köklerinden
Kap kara bir şiir düşüyor kalemimin kömüründen
Hem içten hem dıştan sarıp yok ediyor
Adına demokrasi dedikleri ocağın deminden
Deyin bakalım milliler
Vatan millet Sakarya deyişte
kaç can gitti mundar ruhlara kurban
kaç can daha düşecek dalından
Bilinmiyor ki varlığın mı yoksa yokluğun mu dert
Yanıyor mu senin de ciğerin bir nebze
Yalanlarının gölgesinde
De bakalım hangi hayırsızlığımızın kurbanıyız biz
Bu gün-yarınla üstümüze iblisin çulu düşürülmekte
Bu gün kapımızı kıranlar
Daha dün eşiğimiz de değiller miydi
Ne kadar oldu ki İspanyadan ithalleri
Ne zaman semizledi iplerini kopararak
Kahpeliğin oyunları bir tek bizi mi bulur
Bir düğmedir gider ona hangi itler basıp duruyor
Demokrasi ihtilallerinde
Bir ucu dışarda olan yezit parmaklar bedenleri yaktıkça
Bir ucu içerdedir dönmelerin
Buna sabrın canı bile dayanmaz artık
Söyleyin öğrenelim şu Lozan’ı
Kerkük Musul’u sattınız anladık
Hangi tezgahına serildi siyonların ki
Çökerek bu vatana
İlmik ilmik söküyor taşını toprağını ciğerimizden
Gaffarın vurulduğu noktadan da
Ayni hainlikte vurup dururlarken
Biz Urfa’nın nimetlerini toplattırırız
Günah veya vebalimiz mi-ihmalimiz mi çok yoksa
Biz hangi firavunun kuluyuz ki bu kor ateşi taşırız…
(14.11.2013) AZAP…
Aklımızı başımıza toplamadığımız sürece dahada kötü olacak, derman bizde evet derman Ankarada, Diyarbakırda ne arıyorlar anlamadım.İki yüzlülerden bölücülerden hainlerden ne zaman fayda geldi ülkemize şiirin anlamlı ve güzeldi.Kutluyorum değerli arkadaşımı puanım tam.Yunus diyarından selamlar.