An’kara düşüyor avuçlarımaAn’kara düşüyor avuçlarıma, An’kara’da üşüyorum Z’amansızca külleniyor nefes alışlarım, Gel sevgili diyorum yağmurları ıslatalım seninle Gel deyişimle Yetim ceninler düşüyor toprağa Bir imbat çığlığı haykırıyorum… Tut bütün rüzgârları, ben her rüzgârda seni seviyorum. Şems gibi yüreğim, Mevlana misali dönüyorum etrafında, Kuyu da Yusuf’um Beklerken seni Eyüp sabrında… Şimdi öldük ya biz, Bir ölüm ki, Ne zaman soluklansam nefesinde Gözüm saatine ilişiyor yokluğunun Akrebi de sen geçiyor zamanın, yelkovanı da… Duvarlar sessiz ve soğuk tenimde Gece vakti bir şiir yanıyor sigaramın ucunda, içi de beni yakıyor dışı da… Söyle! Sevgili Yokluğunun sol yanımı acıttığı kadar Yanıyor mu gözlerin de yollarımı beklerken? Söyle hangi vakitsizlikte öldük biz. Hangi yanınla üstüme bastında un ufak oldum düşlerinde, Hangi kapıyı yüzüme kapattın giderken Hangi kalemin mürekkebi yetti üstümü çizmeye, Söyle sevgili söyle. Hangi Yusuf’a vuruldun da Züleyhayla eş oldun Ben hangi firavun oldum da yokluğunda boğuldum… |
Yüreğinize,kaleminize sağlık...