SONDAN BİR ÖNCEKİ MEKTUP
Ağlama
Çocuk değilsin artık Hadi kaldır başını Ve sil gözyaşını Biliyorsun Bir OLAMAZ’ı sevdik biz Biz imkânsızı sevdik YAĞMUR Yağmur’um Tam altı gün oldu ayrılalı Hani yaşayamazdık birbirimizden ayrı Yaşıyoruz ya işte Ama nasıl..? Öyle bir yaşamak ki, Yaşamaktan ayrı Artık ne sen annenden fırça yiyorsun Akşamları eve geç kaldığın için Ne de ben tadına varabiliyorum Bir kör sevincin Artık hafta sonları Kimse işgal etmiyor Esentepe’nin kuzey yamacını Ve kimse üzmüyor elindeki çakı ile İhtiyar bir çam ağacını Kimse duvar gibi bir kayaya tırmanıp Tehlikenin sınırını zorlamıyor Ve oradan dereye kimse taş yuvarlamıyor Artık kimse SENİ SEVİYORUM diye Boğarcasına sarılmıyor boynuma Kimse bir ikindi sonrası serinliğinde ’Üşüdüm’ deyip sokulmuyor koynuma Ve ben kendim de üşüdüğüm halde Kimsenin omuzlarına bırakmıyorum panzot ceketimi Kimse çok güzel olduğu halde gözlerimin içine bakarak ’ Ben güzel miyim ’ diye sormuyor Kimse küfür ettiğim zaman elini ağzıma vurmuyor İlk öpüştüğümüz anı hatırlıyor musun? Ben hiç unutamam Hani 26 Ocak’ta Sincan’da bir parkta... Önce sen uzatmıştın elini ’Seni seviyorum’ demeye kalmadan ’Sus’ deyip bağlamıştın dilimi Sanki o ana aramızdaki mahrem perdesi düşmüştü Gözler kilitlenmişti birbirine, önce onlar öpüşmüştü. Sonra nefesin değmişti nefesime ve sesin karışmıştı sesime Anlatamıyorum... Yaşamıyorduk, sanki rıhlar dolaşıyordu bir hayalde ’ Aşk anlatılmaz, yaşanır ’ dedikleri bu herhalde ’Yeter’di artık bu kadar. Gitmeliydim O son an... Koptuğunda dudağım dudaklarından Başını öne eğişini Ve utana sıkıla ’ Gitme, biraz daha kal ’ deyişini Unutamam. Yine içlendin değil mi..? Belki de ağlıyorsun Ağlama Çocuk değilsin artık Hadi kaldır başını Ve sil gözyaşını Biliyorsun Bir OLMAZ’ı sevdik biz Biz imkânsızı sevdik yağmur YAĞMUR’um Ooof... Of... Tek sorun neydi biliyor musun? Çok güzeldin, haddinden fazla Seni sevmek, Senin olmak hakkım değildi bir kuru niyazla Şimdi sen, Sanıyorsun ki bu sana son mektubum... Son değil Yağmur’um, sondan bir önceki Anıların zehir zemberek içime aktığı mektup bu Yani derbederliğim dün geceki... Yağmur’um... Sen bu ayrılığın sırrına Son mektubumda ereceksin Son mektubu da bir kağıtta değil Mezar taşımda göreceksin ’ Yağmur Yağdı... Islandım. Aslında ben yağmurun Yağmasını kıskandım İşte ben bu yüzden öldüm Öldüm ve toprak oldum Yağmurun seli tüm vücudumu sarsın diye Ve sadece yağmur bana yağsın diye ’ _______________________ ABDULLAH KABATAŞ / BOLU Kaynak : YEDİNCİ MEKTUP |
Çığ düşer bakışlarının yamaçlarından deli deli
Yüreğim kalır altında bir enkaz misali
Dokunma, dağılırım, toplayamaz hiç bir güç
Silme gözyaşlarımı ağlatan sendin unuttun mu...
...............msn e ekledim sizi.