Gurbetsiz gurbetDışından içeri başlarken gurbet Boğulur fikrinin sokaklarında Ne bir kelepçe tak ne de azat et Geçmişini topla duraklarında Her adım sesinde başlarken savaş Yalnızca ruhundur cephende sırdaş Sükûtu öperken muzdarip telaş Diş izleri kalır dudaklarında Yürürsün yürürsün menzilin artar Menzilin arttıkça sabrını tartar Başını sımsıcak hasretin örter Çuvaldız dolaşır şakaklarında Karanlık karanlık sükûttan demir Güneşten balçıktır çığlıktan emir Tek tek saçlarından dökülür ömür Gözyaşı delirir yanaklarında Gurbet bu cisimsiz cisimlere eş Hep yekûn içinde isimlere eş Ey hüzün artığı yorgun çilekeş Kim bilir ne çıkar şafaklarında Zamandan zamana başlar geriliş Bir devr-i hazândır yere seriliş Ezel mi ebet mi sende diriliş “Gel” sesi çınlarken kulaklarında __________Makberî……01/11/2013…..22:15….İst |