NEREYE KADARBaşımın üstünde bir hale gibi aşkını taşıdığım bir meleğin kanatlarıyla sarmalarken kendini bilmez üstüne düşen toz zerrelerinden ürperme diye üzerini örttüğüm sevdam en çok üşütmenden korkardım zemheride titreyen üveyik gibi büzüştüğün yerden kaldırır yine başıma koyardım yerin orası diye haşin bir rüzgar yere düşürene kadar yalpalayarak bir yaprak gibi ayrılık rüzgarında sürüklenene kadar .. Yere düşeli nicedir benden uzağa çiğnenir durursun aykalar altında her gelen senden geçenin sırtında ki kamburu alırken yükün ruhuna ağır geldiği yerde otobüs durağı gibi ıssız bir caddenin başında bağdaş kurar ilk geçecek yalnız bir ruhu kucaklama sevdasına düşerdin en çok da ön koltuklara oturtman zoruma giderdi sakat olan bendim çünkü seni sevdim seveli. Ne zaman temiz bir ruhun yanından geçsem ne kadar kirlendiğim düşer us’uma yıkanmak adına girdiğim tüm sular kırk tas su döksemde yıkamaktan ne kadar uzaktır kirlettiğin ruhuma. Aşk; aslında burnunu soktuğu her ruhu tarumar edip mavi bir kuşun varlığına inandırmaz mı? sevileni yüceltip seveni mecnun gibi yakıcı çöllere düşürmez mi? ey en güzel güllerin koktuğu has bahçemin nadidesi nicedir solduğun susuz kalıp da nicedir bir tatlı kelamı boynundan asmayalı özledim diyen sesim çığlık çığlığa içimi parçalarken git diyen benden habersiz şeytanın kamçısı kimdedir her vurduğun da sineme çizik çizk iz kalır ve ben sonsuz gibi gelen vuslata bir kez daha istemeden gebe kalırım. Doğmayan aşk meyvelerini özlemek nereye kadardır daha tadına bile varamadan bir kez bile bilmediğim hazları tenimin en derinine gömmek ve huzura varamadan daha gerisin geriye dönmek nereye kadar. Anladım ki sevda girdiğinde çıkmak nasip olmayan bir deniz içinde yüzen balıklarla o müthiş hazzına varamadan boğulmak alın yazım.. . Ayvazım DENİZ |
kutluyorum güzel şiirinizi ve yüreğinizi
kaleminiz daim olsun.
esenlikle kalınız