...ve ben bitip tükensem
dudaklarımı dilimi kanatırcasına
sensizliğe edilmiş her sözcük bin küfür oluyorda yokluğun ısırıyor en acıyan yanımı kanatıyor canımı... bu köhne kasabanın göğü yarılsa kızılca kıyamet bir tufan kopsa taş taş üstünde kalmasa yıkılsa ... yıkılsam asırlık içi boşalmış çınar misali gövdesinde örselenmiş irice iki sessiz harf kalsın sen ve ben... boylu boyunca yerlere yeksan olsam ve öylece ölsem... bitip tükense sessizliğim bitse sensizliğim ve ben bitip tükensem son kez titreyip sönen üşüyen mum alevi gibi... taş kaldırımlarım ruhuna sinmiş ıslak titreyen sokkak köpeği yanlızlığında ölsem... ücra bir kasaba sessizliğinde fersiz cılız sokkak lambası ışığı gibi susarak ölüyorum ... kabarmış kabına sığmayan bu deniz eteklerinde papatyalar al yeşil gelincikleri solmuş bu koca dağ bir baştan bir başa göğsüm gibi yırtılmış bu gökyüzü yıkılsın başıma yıkılsın... avuçlarıma sığınmış piç olmuş duaların yetim kalmış aminleri göz yaşı sağnağına boğulsun ölsün... kanatıyor işte dudaklarımı ardından boşluğuma savurduğum küfürler... Hasan ODABAŞI |
bırak tükenmek başkalarına kalsın