Ne olurdu?
Bir kabahat ettimse bin kere pişman oldum
Bir kerelik kusura bakmasan ne olurdu? Ben kendi vicdanıma esasen düşman oldum Her fırsatta içimi yakmasan ne olurdu? Ne vardı yakmasaydın pire için yorganı Ne vardı kazmasaydın bu sevdaya kurganı Suçumu idam sayıp hasret denen urganı Şu zavallı boynuma takmasan ne olurdu? Olan oldu bir kere tartışmak etmez fayda Kim ne demiş kim ne der düşünüp alma kayda Elbette sitem hakkın ne söylersen hay hay da Bu aşkın yuvasını yıkmasan ne olurdu? Ben yanlış yapmazdım da; gençlik mevcuttu serde Yaramı kaşıdıkça düşürdün beni derde Bir hevesin suçunu olur olmaz her yerde Tokat gibi yüzüme çakmasan ne olurdu? Günler boyu o hilal kaşlarını çatarak Derdime dert ekledin aşka gurur katarak Sana ait gönlümü sahralara atarak Umudumu zindana tıkmasan ne olurdu? Hatamdan arta kalan günahları yok sayıp Kalsan ne kaybederdin gururlarından cayıp Avucumun içinden bir yıldız gibi kayıp Karanlığın içine akmasan ne olurdu? Boynumda ağır bir yük bu günahın vebali Bir türlü göremedin yaşadığım ahvali Ölüyü sorgulayan Münker-Nekir misali Her fırsatta hesaba çekmesen ne olurdu? Neler neler paylaştık bu sevdanın dününde Şimdi ıstırabı var ömrümün her gününde Af dileyip ağlarken dizlerinin önünde Yüreğimi elinle sökmesen ne olurdu? Aldırmadın bir türlü verdiğim sözlerime Nefretini haykırdın bakarken gözlerime Artık iş işten geçti çığ düştü közlerime Bir kere o kapıdan çıkmasan ne olurdu? Mutlu Aydurmuş 26.04.2007/İSTANBUL |