MERDİVENUzun bir merdiven gibi Daha ilk adımımda yorgunluk içtiğim o kadehi kırdım Kırsam da değişmedi bilmece Cevabını veremediğim için suçlandım bir kez daha Bir kez daha nefes almak için kaldım o en uzun basamakta... Ömrüme düşüyordu yıldızlar Farklı renk ve dokularda Her birinden ayrı sürpriz çıkarıyordu merdiven Her birinden ayrı bir macera Ben ise tükenmişlikle doğmak arasındaydım Cennete yakın hayaline uzak İçimde bir ben daha taşıyordum Merdivenleri çıkmak bir kat daha zordu benim için Bazen birlikte yürüyorduk benimle Bazen onu saklamak zorunda kalıyordum Merdiven biliyordu bunu Merdivende saklıyordum hislerimi Her basamağında yeni bir isim yazıyordum taşlara... Her basamakta gülümsüyordum o malum bakışlara... Her basamakta yorgunluğuma alışıyordum Bir de acı katıyordum kadehime her seferinde Besleniyordum gözyaşlarımla Yorgunluğumu arkama alıyordum, sabrımı elime... Kalbimi bazen hapsetmek zorunda kalıyordum İçindekilerle birlikte karanlık bir kafese Büyütüyordum beni Doluyordu o uzun vaktimin meçhul süresi Çığlıklarla başlayacaktı sancım... İçimdeki beni doğurmalıydım basamaklarda O kadın çıkmalıydı bir yerden sonra oraya... Onu salmalıydım merdivnelere Ben ise çekilmeye kararlıydım, kaşlarım çatık Bir elimde dumanı tüten sessiz isyankar Saçlarımı savurmalıydım o deli rüzgarlara Kapısında bekleyen melekler görmeden Girecektim yalan kokan cennete Terkedilmiş bir köşk vardı elbet Bu meczup yüreği atan canlı ölüye... |