BÜYÜ DE GEL...!
bugün de sarhoşum...
ayyaşları kıskandıracak kadar hem de. İzmir’in en karanlık mavisine, kusuyorum öfkemin naralarını sende kalan bütün dün/lerime, zehrimi akıtıyorum azar azar. Kordon’un o taşları gibi eziyorum yokluğunu ayaklarımla. hani o denizin yüzüme vuran tuzu var ya iyi geliyor belki de, şu geçmeyen yarama. biliyor musun... artık beni tanıdılar suratımdaki hüzne Sen/in adını koydular. gırtlağımı hissetmiyorum artık kim bilir boğazımdan geçen kaçıncı şişe neleri doldurdum kadehlere bir bilsen acı, hasret, öfke, küfür, bir de o sevdiğim şiirlerin... açıp açıp okuyorum seni tıpkı bir masal gibi her defasında son sayfasında kalıyor gözlerim eksik, silik, sonu yok! tıpkı yüreğim gibi yarım bırakılmış; sen ve ben gibi... yürüyorum, durmadan yürüyorum... son nefesime hikayeler yaza yaza ara sıra aklımı yitiriyorum; tenine yapışan kokularda kaç çığlık büyüttüğünü düşünerek. söyle kaç sabaha uyandın; valizine sakladığın o resmime dokunarak? sakın aynaya bakma! dayanamam eğer ki, gözlerinde beni bulmazsan! şimdi geri dönüyorum yokluğunun başladığı ilk yere. ellerim yine yalnızlığımı okşayacak, geceler rüyalarla beni avutacak. ________sabah olacak_________ ve yine SEN gelmemiş olacaksın...! ve yine ben Sen’i bekliyor olacağım...! Nasıl büyüttüysem, düşlerimde ben Sen’i... bir gün geleceksen eğer ki, sen de büyü de gel, olur mu be Sevgili...! /NergizA/ |
deli gibi kendi kendine konuşturur; kıvrandırır, uykuları kaçırır. Hele her iki taraf da gurur yapıyorsa yangın var.
Tebrik ediyorum, saygılarımla.