AŞIĞIN GÖNLÜ(*)Bu şiir, 1989’da Ankara’da Büyük Anadolu gazetesi tarafından tertip edilen yarışmada birincilik almıştır. AŞIĞIN GÖNLÜ(*) En ince ipekten dokunmuş gibi, Söktükçe kapanmaz aşığın gönlü. Bin yıllık menzilden okunmuş gibi Baktıkça kapanmaz aşığın gönlü. Elin sefasında çilemiz başlar, Zalime gül yağsa bize de taşlar, Gerçekten sevenin gözünden yaşlar Döktükçe kapanmaz aşığın gönlü. Altındır yüreği zevk almaz çöpten, Bir anlık huzura vazgeçer hepten, Dara düşse çekmez boynunu ipten Büktükçe kapanmaz aşığın gönlü. Mutlu olur bazen nağmesi sazdan, Yükselir göklere sevinir hazdan, Lüzumsuz bir yerde yapılan nazdan Bıktıkça kapanmaz aşığın gönlü. Aramaz lokmayı haramda, leşte, Yok olmaz aşıklar kalsa güneşte, Zorbanın açtığı kalleş ateşte Yaktıkça kapanmaz aşığın gönlü. Kişi, yerin alır tertemiz özle, Ne köprüler inşa edilir gözle, Sırca sarayları bir acı sözle Yıktıkça kapanmaz aşığın gönlü. Mazlumun yanında olmalı yerin, Bir dayanma gücü bulunur erin, Insafsız olupta hançeri derin Soktukça kapanmaz aşığın gönlü. Gözyaşı sevgiden yükselen yakut, Yağmurdur toprağa düşen her umut, Sırma saçlı başa kara bir bulut Çöktükçe kapanmaz aşığın gönlü. Gerçek aşık demez bana çok verdi, Kin tutmaz özünde, bir sırra erdi, Zalimin zulmüyle bin türlü derdi Çektikçe kapanmaz aşığın gönlü. Hakikat bahrinde ara yolumu, Dostun cefasıyla sarıp kolumu, Umut yaylasına hasret tohumu Ektikçe kapanmaz aşığın gönlü. Bir olursa hele Türkün elleri, Bu köhne cihana barış yelleri Ressam Halil, gerçek aşkın gülleri Koktukça kapanmaz aşığın gönlü. Halil GÜLEL Düsseldorf / 21.01.1989 (Aşığın Gönlü - Kitabımızdan) |