Buldozerin Elleri
Buldozerin Elleri
yağmur ıslatıyor sabrımı bıktım şu mermi gibi ağır havalardan hüznün önüne dikildim acar süvari misali geceye inat tanrım biliyorum yine de bütün yaradılmışlar sana muhtaç pusuya yatmış yarınki dünlerde hergeleler işlediğim toğrağa ekmişler mayını şimdi kara donlu acılar bağlar ellerimi avucumda sıkıyorum acılı öfkemi bedenim zemheride yedi zehir gibi soğuk suları işte o zaman öğrendim insanın kendi yüreğinde buzu yakmasını orta anlamlı sözlerdi orta yerde söylenenler komşunun tavuğu niye kaz görünür ki komşuya sözgelimi bal tutan neden parmağını yalar ya da emperyalizmin büyük amacı ne aslanın öfkesine hedef oluyordum daha başındayken bakışların sirklerde hep gülen palyaçoya güleriz işte bunlar ıvır zıvır konulardı fakat ben yine de aklımı takıyordum yani ki hep keseden menzile giden yolcu gibi eldekini tüketiyordum biteviye aklımdan ruhumdan yiyordum habire duyun hele ey çaplı düşünürler demagog siyasiciler bundan böyle kaldırım taşlarının taş olduğunu suyun kendi mecraında akacağını anlama zamanıdır şimdi yüzüme vuran yel düşünsün işin sonunu bir adım ileri zıplayıp kırmalı diyor iç sesim korkunun korkusunu yıllardır iğreti yaşayan fikrin sesini gayri tutmuyor arabesk tutmuyor fukara edbiyatı anla bunların cılız sesi tırmalıyor yürekleri bir an sadece çünkü çareler yemiş mayını yemiş zıpkını sarmış ciğerlerini çağın doymayan yanlı hastalığı yutmuş uyutan masal afyonunu beri yanda yaptığımız da demokrasi kavgası ilerici gerici ilerici gerici gün ışığı gerçeklere yalancıdır hatta sahtekâr bütün hüneri onu bunu aldatmak ki o da ışığın bir oyunu gerçeğin acı yüzünü görenler ne diyebilir ki onca karanlığa aslan kafesteyken esareti nasıl nasıl sığdırsın içine bilge bile aslana anlatamaz kafesteyken de aslan olduğunu daha fenası tutsak özgürlüğü ben karanlıkla ışık arasında kalmışım mütereddit kaybediyorum kendime olan hakimiyetimi tarihin içinde boğuluyorum tarihten yere batsın Hitler’in cesetle beslenen acımasız gücü kraliçenin ekmek yerine ekmek isteyenlere pasta ikramı ne öğrendik ki dönüp bakınca içimize tarihten demagoji gide gide insanı kendine tutsak eder aklını canını kaptıran kalır ruhuyla işe yaramayan ruh cana yük olur sadece dünyanın mutluluğu geçiyor dünyanın üzerinden her gün öpecek bütün insanları öpecek kalbinden ya bir kurtulabilse ah bir kurtulabilse buldozerin ellerinden Şükrü BEŞİKTAŞ |