SİYAH GÜLÜMGöğsümün sol yanına düşerdin hep o gece gibi siyah saçlarını sevmem için alnına düşen bir tutamı geriye yapıştırır öylesine sunardın o güzel başını dizlerime. Uzanırdık bazen sahilin o soğuk kumlarına kendi ateşimizle ısıtırdık geceyi gel derdin usulca içime üflediğin can veren nefesinle gel aşkım ay ışığının yıkadığı denizi seyredelim bak nasıl da aydınlatıyor karanlığın gel gitlerini ve nasıl da sen kokuyor yanında ki yıldızlar kokusu burnumun direğini kırar. Seyretmeyi severdin en çok karşına oturtur ellerin yumuşak bir pamuk gibi yanağımın gamzesinde dolaşırdı usulca sonra boynuma düşerdi yavaşça sıkardın nefesimi kececek kadar bir tek o anlar da ay ışık vermezdi karanlık gözlerine benden başkası dokunursa gül goncama ölümüm olursun derdin usulca. Süprizlere bayılırdın sanki bunun için doğmuştun ben ne kadar katıysam hayatın taşları gibi sen şırıl şırıl akan dereleri gibiydin ne yana gidip nerden denize döküleceğini kestiremezdim hep üşürdü ellerim düştüğün yerde tutamama korkusuyla.. İmtina ederdim ayrılık türkülerinden gözlerinde devrik cümleleri yakalama telaşı içimdeki cıvıl cıvıl çocuğu küstürürdü gölgelerin yansımasını astığım suratıma gülücük kondurmaya uğraşırdın inadımı kıramaz tedirginliği diz boyu giyinir ani bir geri çekilişle ortada bırakırdın sanki okyanusun ortasında tek kalan sandal gibi ne kürek, ne yelken kıurtacarak olan bir tek senin nefesindi rüzgar diye üflemesi beklenen. Gurur geceye dikince gözlerini bir samanyolu olurdu sözlerin gel derdin Mevlana gibi ne olursan ol nasıl seversen sev ama gel sensizliği yudumlayamayan şu boğazım İstanbul boğazı gibi tıkanıp duruyor işte ses tellerim eski bir plak gibi sadece cızırdıyor gel, gel diye. Ve günlerden sensizlik aylar desen önemsiz saatler bıraktığın gibi gittiğin dakikada durdular yüreğimde yaşamak nefes almaksa sadece alıyorum merak etme Ne sana ne geceye küskünüm her kayan yıldızda bir dilektin içimde ahh be sevgili bu nasıl gidişti gülünden böylesine.. . Ayvazım DENİZ |
yürekten kutlarım sevgim saygım her daim..