ü z g ü n ü m
üzgünüm göksu kıyısında
yosun tutmuş kara taşlar gibi bu yüreğe dağlar gibi bu koca sevdaya seni hapsettiğim ham meyveyi koparmaktı belkide günahım oldun kopardım kopardığım için... şimdi kelimeler arasına yerli yersiz bir nokta belkide anlsamsız bir cümlenin sonuna düşülmüş kifayetsiz dip not olduğum için... üzgünüm ölüyorum diyip bir türlü ölemediğim avuçlarımdan seni dilediğim duaları çaldırdığım çocuklar gibi yıldızlar kaydırıp gökkuşağının altından geçipte seni bir seni dilediğim için... üzgünüm düşlerinden gerçeğine ölüler gibi sesiz sedasız pervasızca girdiğim göz bebeklerimin içine pervasız seviçler yerleştirip hep seni beklediğim boyun büküp hep seni dilediğim omuzlarımda gökyüzü avuçlarımda okyanuslarla masmavi umutla geldiğim için... üzgünüm zoraki uykularda hercai düşlerde haram rüyalarda senle nefes nefese olduğum sana dağlar gibi sevda büyütüp eteklerinde al beyaz gelincikler derdiğim ay düşürüp göksunun serin sulaırına yakamoz sakinini düşlerinde öldürdüğüm için üzgünüm... Hasan ODABAŞI |
selam ve saygımla.