bir alacakaranlık efsanesi ki: yar,
gelişi korkunç bir film iki, gidişi fredinin kabusu...
onu ilk gördüğümde Allahım neydi günahım çalınıyordu
beni terkettiği gün bir sen bir ben birde bebek modası vardı...
tayyip baba üç üç üç diye slogan atarkene
benim elllerim neden bomboş kaldı..
gözlerim onu ararken karşıma jetli çıktı
kahraman olup ortalığı kasıp kavuruyordu..
fetih 1453 ün korsan cdsini izlediğimde o canlandı gözümde
çılgın otlar zencileri zengin ededursun
bizim kaçak sigaraları her yerde bulursun..
bizim mecnun dünyayı kurtarır at tvde röportaj verir
o yarin hayali bir film olmuş aklımın gösterimindedir..
peşinden az takip etmedim, evlerini ezbere bilirim
onu muhteşem yüzyıldaki hürreme benzetebilirim...
o beni bir şeye benzetememiş olacak ki
drakula görmüş gibi çatardı kaşlarını
kaçışları maymunlar cehennemini andırırdı..
ona iki bilet gösterdim bir gün yolda giderken
elindeki çantasıyla devirdi beni abdulhamit düşerken..
sümelanın şifresini arayan turgayı örnek aldım
bir taksi tutup onu köyümün yağmurlarında ıslatacaktım...
taksici ek iş yapan polis çıkmasın mı hay aksi
ne tamahkar milletiz yahu kimlere gideyim...
en iyisi mi oturup leyla ile mecnunu seyredeyim
derkene benimkisini bu seferde leylaya benzetir oldum çokca
empati kurmaya başladım
feysbukuna sızarken kız isimli hesaplar uydurdukça...
meğer karşımda babası yazıyormuş ,öğrendiğimde çok üzüldüm
üzülmekle kalmadım randevulaştığım yerde elleriyle büzüldüm...
bu aralar zeki müren dinliyorum üzüntümden
ve kurtlar vadisine bir göz atıyorum arada babası seviyor diye
ama peşindeyim yaban tvdeki avcılar misali
bitmeyecek senin için hazırladığım sancak sokağı kabusları
o özendiğin tipler benim hayalimin kurt adamları shrekleri...
süpermen bile betmenle biraraya gelirkene
bende babanla biraraya gelmenin projesine imza atıyorum
sanırım bir rüya gördüm
- tamam anne tamam hemen kalkıyorum!...