şehirde dramatik manzaralar
*
kavruk bir deriydi buruşuk bir buluttan sarkan ah’ lar ülkesinde vah’ı kalmışlardan dökülmüştü diye biliyordu kimyasal yöntemle oysa bozulan kimyası derisinden yansıyordu yolunmuş tüyleri hoyratça uçuşuyordu şehrin izbe sokaklarında " demekki yeni yoldular " diye düşündü deniz sakindi asabiydi oysa martılar hava’ysa gergindi davul derisi gibi her an fırtına patlayabilirdi nafile aramadı zaten yamalı pantalonun yırtık göt cebinde zırnık yoktu gülümseyen insanların gözlerinin derinlerine baktı yel değdi yüzüne sonra hafiften yellendi adımlarını hızlandırırken " bir huzur ver bana da Tanrım " diye inledi nicedir boştu gurulduyordu midesi gök gürledi yağmur başladı boyası aktı boyalı yüzlerin ejderha yüzleri ürküntü verirdi ürktü durdu yağmur durmuştu " ulan " dedi " ben böyle hayatın " " evinin taa hayatına edeyim " evde açlık sefalet borç gırtlakta inmez ki aşağı yutkunmak nafileydi yine yutkundu bir kaç kez yutamadı " Eylül " dedi sonra Eylül oralı bile olmadı ... * Mert YİĞİTCAN 19 . 09 . 2013 istanbul / tüyü yolunmuşların şehri / |
gözlerinin derinlerine baktı
yel değdi yüzüne
sonra yellendi
adımlarını hızlandırırken
" bir huzur ver bana da Tanrım "
diye inledi
.................
" Eylül " dedi sonra
Eylül oralı bile olmadı ...
bazen acımasız dünyaya ne denir bilmem ki iğrenç mi kahpe mi işte şiirlerinde y,en o hava gerçekler tüm çıplaklığıyla gözümüzün önünde duyarlısın tebrik ediyorum yüreğinden öpüyorum seni
harikaydı canım dert ortağım yine süperdi seni yürekten kutluyorum sevgilerimle