YAR'KADAŞ...
Şimdi nasıl hitap edeceğim,
Nasıl sesleneceğim sana, Ne diyeceğim ya da? "Yar" derdim, "Yarim" derdim, Şimdi "yara" mı diyeceğim? Yakışır mı ki bu sıfat sana? Şimdi nasıl durduracağım giderken seni, Ne diyerek döndüreceğim geri? Ne söyleyeceğim? İsmini mi, cismini mi? İsimsizliğin dik alasısın içimde. İsminden ala name yoktur elbet dilimde Ama yar deyip sevmişim seni gönlümde. Şimdi yar diyemiyorsam, arkadaş mı demeliyim? Seninleyken bulamadığmız bir orta yola vardım sensizliğin de. Adını koydum, kimsesizliğinin Yar’kadaş. Şimdi gidişine alışacağım yavaş yavaş. Adını söyleyerek unutacağım seni. Koşa koşa gelip yanına; "Unuttum seni Yar’kadaş" diyeceğim, "Hem de yavaş yavaş." Sindire sindire, Yürürken bir sağanakta, Susarken koyu bir sohbette, Tiz çığlıklar atarken içime içime, Kimsesizliğini anarken aheste aheste, Unutacağım seni, Belki son nefeste. Ya da kandıracağım kendimi, Asıl mesele inanabilmekte. Eh Yar’kadaş, Gün gelir, sevda ters döner. Devran kendinden utanır. İki aşık sözleşir, Gün gelir, sözler közlerle yer değişir. Gönül cümle kurmaya utanır. Karasız bir aşkta gide’varılır. Gün gelir, güne varır da, Ben sana yetişemem Yar’kadaş. Gidişin hızlı hızlı, yokluğunun varlığı ise Siner gecelere yavaş yavaş. Halsiz sabahlara uyanılır sensizlikle. Ay, basiretsiz akşamlara varır da, Ben sana erişemem Yar’kadaş. Kanatlı gece mavilerinin tadı bulaşır sehere, Ben senin bakır gözlerine göz değdiremem Yar’kadaş. Ey Yar’kadaş, Vedalar... Vedalar bize sesleniyor, Gel diyor, Bit diyor, Yit diyor. Veda etmeye geleceksen gelirim, Bende biteceksen biterim, Sende yiteceksem eğer, Kendimden çoktan vazgeçmişim. Vedalar... Edalı edalı bize görünüyorlar Yar’kadaş, Gel diyor, Bit diyor, Yit diyor. Veda etmeye geleceksen gelirim, Bende biteceksen biterim, Sende yiteceksem eğer, Kendimden çoktan vazgeçmişim. Ama yine de unutacağım seni Yar’kadaş, Hem de yavaş yavaş... Aysun ÖZER |