CİNNET EŞİĞİBir cinnetsin Kar beyaz gömleği beynime giydiren Dirilten ölümsün O yırtık kefeni kemiklerime diktiren. Bazen bir izmarit yanığı Bazen de bir zerdüştün yangını Yıkarken iyiliği; Kötülüğü can evinden kül eyleyen. Hasretin inancı yok Ben yine de İman ettim sabrımdaki telaşa. Müntehir şafaklara sarılıp Her taze sabahı perdelerken takvimlerden Adınla başlarım yokluğunu tırnaklayarak yırtmaya. Günlerim üç öğün kanser: Sabah,aç karına Dünden kalma miyopi keder Akşam, karın tokluğuna Hamdeden hipermetrop ümitlenmeler Ve gece Arada sıkışmış Şaşı kalan devr-i daim geçiştirmeler... Güneş en berrak acısıyla Işınlarını bahşederken is tutmuş uykularımıza Ruhuma yamalı hasretini giyinip Düşlerimi uyandırırım Mumyalanmış insanlığın suratına. Bir çocuk nasıl üşürse Annesinin azarından Başını okşayacak bir şiir nüfuz eder o an Damarlarımı yontan maharetsiz kanıma: ’Sana çarpan soğuk Bir savaştır iki dünya kavgasında...’ |