Her gün gibi
Bir gün
İkindiye doğru Havanın bulutlu olduğu bir zaman O gün Her gün gibi Her gün gibi sıradan Kuşlar göçmeye hevesli Bir ahvalde İnsanlar caddelerde Ellerinde umutlar Bir de şemsiyeler Belki gökkuşağı çıkar diye Cılız ümitlenmeler Bir çocuk Annesinin elini tutuyor Diğer elinde dondurma Gülüyor Mutlu çocuk Bilmiyor Umursamıyor da Paranın arz-talep dengesini Onun tek derdi dondurmanın Külahtan düşmemesi Kafasını kaldırıyor gökyüzüne ‘’Anne bak kocaman bir kuş’’ Dondurma- Külah dengesinde Bir adam Elinde beyaz bir gül Yüzünde bilinmeyen bir asıklık Kırmızısı yokmuş diye Çiçekçiye söyleniyor Nasıl olmazdı bu mevsimde Planlamıştı kaç gün öncesinden Papatya içine Hayıflanırken kendi kendine Sevgilisi uzaktan beliriyor Tebessüm ediyor Her yer bir çift sürmeli göz ….. Bir gürültü Sanki görsen Yüz tonluk bir gürz Dünyaya düştü Gökte demirden kuşlar Demirden yağmurlar yağdırdı Bir ateş Sanki görsen Cehennemin kapıları Açık kalmıştı Göz yandı Vücut yandı Kemik etten ayrıldı O gün Her gün gibi Her gün gibi sıradan… Ortada külahsız bir dondurma Ve kırmızı bir gül kaldı ..... ‘’Dünyada 5 bin 600 yılda toplam 15 bin 500′ün üzerinde bölgesel ya da ulusal savaş yaşandı, 3.7 milyar insan öldü. Çoğu sivildi.’’ |
Dondurmanın ve kırmızı gül gibi
İyi ki yazmışsın şair
İyi ki okumak nasib oldu