Felsefik vesveseler
Felsefik vesveseler
Özet kısmı yazılmamıştı aşk’ın ara sıra kaybolduğum olurdu kendimi sahaflar çarşısında bulur her seferinde o eprimiş kim bilir kaçıncı el kitabın tozunu sürerdim yüzüme gözüme kitabin içinde tek bir cümle aşk’tan söz etmişti iki yüz elli ikinci sayfa sıfır kilo metre iki yüzle giden bir arabanın dikiz aynasında saçımı düzeltmek ne kadar mümkünse aşk’ta öyle işte yakasını paçasını düzeltmek ne haddime ara sıra kaybolurdum saklanırdım kendimden sonra çok hoş oluyordu aniden kendimle karşılaşmak hiç itiraz etmeden rüzgarım nereye sürüklerse felsefik bir vesveseydi yaşamak şiir her zaman çarpışan arabaların arasında kalsa da kalkar bir çırpıda silkelerdi üstünü başını kaybetmeli önce sonra arayıp bulmalı işte öyle hınzırca hangi yola saparsak sapalım bulunurdu elbet bir sevda kenti oysa aşk’ın virajı öylesine keskinken ara sıra girip kendimizin içine sonra yeniden doğmak ne güzel oluyordu yaşamak felsefik bir vesvese korkunç bir mücadele sarılmak sonra kendine her halukârda 4/Eylül/2013/Çarşamba/Bodrum Yüksel Nimet Apel |