BİR AŞK HİKAYESİ
Kısacık hayatların uzun bir hikayesi….
BİR AŞK HİKAYESİ Sonbahar gülüşümü çalmıştı, Yüklerim ağırdı bugün. Torbalarım düşlerimi kesmişti, Gözlerim köşe başına çarpmıştı, Simit satan delikanlıya, Utangaçtı belliydi, Oysa canım simit istemezdi. Bilseydi tok olduğumu, Hala bana simit verir miydi? Belki de vermezdi ne bileyim. Hep parayı fazla verirdim, Para üstünü almak için beklerdim. Değsin diye ellerime ellerin… Sende gülümserdin. Belki de anlardın sevgilim. Sonra taş oyuklara mektuplar koyardık. Su borularının aralarına gözyaşlarımızı, Eğer çocuklar çalmazsa zarfları, Pazartesileri buluşurduk. Güzeldin sevgilim, Geceleri uykusuz kalacak kadar. Heyecanlıydın yüzün bir kırmızının tonu, Gözlerinin rengini bile yeni fark ettim. Sanırım maviydi. Sen maviydin... Bir düş ve simsiyah geceler, Böyle çocuklar uğramazdı bizim mahalleye, Sen benim kısmetim din. Cüzamlı gecelerde. İnce bir hastalığa tutuldu kalbim, Biliyorum ölecektim, Sen yirmisinde, Ben on yedisinde…. Denizler doğacaktı güneş niyetine gökyüzüme, Ayrılık bozmuştu niyetimi, Bu işi bitirmeliyim…. Sonra bir mektup yazdım sana, Geceleri sessizliğe böldüm uykularımı, Artık sokak gürültüsü değildi ayakkabılarım, ‘Ben yarın evleneceğim! Sen gül sevgilim…. Yüzündeki iki çukura, Ölürsem beni göm dedim. O günden sonra geçmedin cam kenarımdan, Aşkımız bir vedayı hak etmişti, Bir mektup daha yazdım. Ben sensizlikle sözlü, Gözyaşlarınla nişanlı, Ve ölümle evliyim, Ömrümün son demin-deyim, Hazır mı mezar yerim? Bunu ona verin dedim Veremeyiz dediler… Çünkü o da artık bir evli…. |