Bir Gül
Özlemin ayak izleri düşmüş gecenin karasına
Tenindeki soğukluğa aldırmadan Ay çiliyor şimdi bu şehrin Buz kesmiş toprağına Gözlerinin solmuş haresinde bir hasret masalı fısıldıyor Duygu esen rüzgarlar Kayıp vadilerde bir avuç gök bir avuç yıldız Zaman kör bıçak, kırılmış aynalarda Solgun bir gül hayatın sancısına isyanda. Soğuk yüzüne acı bir yel esiyor Yüreği yalnızlığın en soğuk kışında Bir şiir vuruyor göklere Üşüyor dalında bir yaz çiçeği Susuyor bu şehir Gözleri lacivert Islak gözleri Çığlığında kanıyor sabrının yarası Elifi parçalanmış bir gül iki düş arası. Bir bir sönüyor bu şehrin ışıkları Gecenin zifir saçlarında keder Yok oluyor anılar, dönüyor bilinmezlerde Yürek yangını ihanetler Irmak ırmak gam Kayıp diyarlarda açıyor güllerle menekşeler Gamze gamze yanaklarını arıyor yere düşen gülüşler Rüzgarın uğultusunda kayboluyor Kumdan kale hayaller Bir çiçek boynunu büküyor öylesine hasret Yanık şehirde bir gül yüreğinde bin nefret. Mehtap yıldızlara oynaş olmuş Güneş boğulmuş hüznünde Ay ışığı tomurcuğuna gömülmüş Siyahın esirinde bir soğuk şehir Sinesinde nehir nehir yalnızlık Kıyısız hıçkırıklar da çiçeklenir mi hiç karanlık Bu şehir ateşler içinde en hazin sesiyle inliyor Ezip geçiyor ruhunu anılar Kar giyinmiş sevdalarda Bir gül açıyor , dikenleri acımasız, yaprağı kırık. Yüksel Beyocaktan |