BabamaSabahları erken kalkardı Hayatı evden işe, işten eveydi! Topu topu iki kavram İki olgu… Ve yaşadığını sanıyordu; Bir gün hiç yaşamadığını anlayınca Oturup ağladı! Ve biliyordu her tabut ardından Gideni az, yoksuldu Fazla olanı zengin… Sabahları, Sabahları serin bir rüzgâr eserdi Hep elleri, ayakları üşürdü Ayaklarındaki pörsümüş Eski ayakkabısına Kalabalık gülüp geçerdi! Yorgun ve yoksuldu Âdem baba! Âdemoğlu! Aylardan Aralıktı; Aralıklar hep soğuktu Kapı aralıklarından kar girerdi Sefalet girerdi... Titrerdi ama şükrederdi! Ayrana ekmek doğrardı “katık” deyip Allaha gülümserdi! Âdemoğlu âdem! Irmağın buz suyundan abdest alırdı Yaşı altmışlardaydı Dinç ve inançlıydı; Görmüştüm Kendinden daha fukarayı görünce Yüreğini katarak Ekmeğini bölüp bölüşürdü! İçtendi, sezgili ve insancıldı İnsanlık ölü topraklardan! Umudu onunla bildim, direngenliği de “zenginler acıkınca fakirler bulunca yermiş” Varsıllar her gün, yoksullar bir kez ölürmüş! Deman POYRAZ/RONAHİ – Ağustoslar hem sıcak hem babasızım(üşürüm) (31-08-1993) babamın 100. ölüm yıldönümünde Babama... |
ne güzel ve anlamlıydı.
kaleme sağlık.