SARIKLI GÜLLESarıklı bir gülle, Tepsiye benzettiler, Dönüp dolaştılar, Aynı noktada buluştular... Sonradan anladılar, Son noktayı koydular, Enine düz boyuna eğri bir çizgi, Dörtte üçü Sarıklı bir gülle... Zamana aşiyan bi beste, Zulüm sahtekarlık deste deste, İskemlelerine pervasizca kuruldular, Findan damarı-n bile kuruttular... Fidanlar kurudular incecik fidanlar, Yüreklerde boğuldu feryat figanlar, Hür doğdu hür yaşamıyor fidanlar, Kim kime düm duma, hayasizca uyuluyor! Her şeyin bam teli, Bu zulümün çan sesi, Çıngırak takmış oynuyor, Topraklar artık kararıyor!.. Zalimin eli çullanır gövdeye, Bir çığlık kopmaz mı fidanlar üzerine, Göz göre göre idam a değil zulümle ölüme gidiliyor! Üzerimize bereket değil asit yağmurları yağıyor!.. Enine düz boyuna eğri bir çizgi, Dörtte üçü Sarıklı gülle! Dörtte birin toprak, Ama insanların çorak.... Fiili dua kavli dua, Bizi ayakta tutan bunlar galiba, Narkozun etkisi geçmek üzere, Harakiri bir hastalık bu ne fayda.... Kan gövdeyi götürmüş, Ateş bacaları değil ocakları sarmış, Yüreklerin çehrelerinde siyah lekeler, Merhametin yüzü gercekleri tekeler... |