YALNIZ KAYIKÇok yalnızım sevgilim, Hayat mayat deyip geçiştiriyorum, Beni bilirsin sen yokken durgunlaşırım, Ağzımı bıçak açmaz... Mutfağı severim, Sana yemek yapmayı, Mutfakta geçen zamanın değerini, Sen olmasan bile birilerinin karnın doyacağını biliyorum, Ama senin için yapıyor olmak apayrı... Dup duru bir sevgi katabiliyorum o malzemelere, Sevginin kıvılcımları baharatlara aksediyor... Yüzün yüzüme yansıyor, İki kişi oluyorum... Yalnızlığın arka perdesi, Sensizliğin ölümle yakışan yüzü, Yalnızlığın ön perdesi, El bilmesin diye dağıttığım sahte tebessüm... Vururken kumsala hırçın dalgalar, Alnına yapışan perçemin çağırır, Hasretin kayaya çarpmış kayık, Bir ses duyuyorum sanki; O geldi kirpiklerinden merhamet akıyor, sana geldi... Açtır insanoğlu, aç gelir dünyaya, Kiminin karnı ekmekle, Kiminin ihanetle, Kiminin sevgiyle... Herkes giderken yaralar sevdiğini, Kimi sevmemiştir sevdiğini sanıp , Kimi seviyor gibi yapmıştır, Kimi egosunu tatmin etme peşindeyken, Kimi yürekten sevmiştir yüreğini kanata kanata... Kimi giderken arkasına bile bakmaz, Kimi giderken yarasını deşip tuz basa basa... Ama herkes yaralar giderken sevdiğini... Ve herkes doyurur karnını bir kokunun izinden giderek... |