Son Şafakayrı dünyalar düştü kaderimize aynı yıldıza asılmışken hayalimiz biz ayrı hikayelerin kahramanı olabildik yalnızca yormadı hiç aşkına çabalamak bir ömür daha koşardım her sabah tan yerinde gülüşünü yakalamak için güneşe bilmez miydin gülüm.! ben senin hasretine göğüs geremezdim bir tek.. olmasan da Berdan’ım ben Aze’nin en deli sevdasıyla tutkundum sana.. oysa bir vardın hep yoktun masalımda.. değmese nefesin tenime, rüzgarın dokunurdu ak sineme ve.. gölgesi düşünce hayalinin gözlerime bir ihtilal kopar Amed’de sancakları yas tutar yokluğuna Surları kan akıtır şehrinin sen yoksun ya; Dağkapı adının anlamını yitirir yağmur düşmez Hevsel’e Mardinkapı açmaz toprağını hiçbir gidene Dicle yakarışlar içinde geçit vermez Ongözlü Köprü gelinlere sevdalar asılı kalır Kırklar Dağına murâd alamaz aşıklar özleminle bir bana değil vurulan kelepçeler Saraykapı’ya ölüm bentleri çekilir Ahmet Arif sana hasretimi anlatıyor sürgününde ve Ben û Sen’ e suretin çiziliyor her serzenişimde mavisi kaçak kapkaranlık bazaltlara yalnızca adını yazıyorum kirpik ucumla dipnotlardaysa şafağınla bekleyişin kutsallığını.. AzzE |
o kutsallığı anlattığını söylemek mümkün, selamlar, saygılar.