Doktor…Ey doktor… Hangi yarama baksan Yüreğimde dinmeyen sızıyı aralasan Solmuş umutlarıma bir bir Yeniden bir neşter vursan Hazan olan sinemi gün yüzüne çıkartsan, Şevk ve ümidin kollarına bıraksan Sual Ediyorsun Anlat bakalım Derdini diye bekliyorsun Beden gözelerinle seyrediyorsun, Nesnellik adına direniyorsun Bir kalbin var neden ihmal ediyorsun, Perdelenmiş gözlerini hiç düşünmüyorsun Aşk Nedir bilir misin? Ruhi bir nasip olduğuna İtibar eder misin? Kalbin inşirah ve haşyetle mümbit Bir hale geldiğine ne söylersin Sevdası olmayan yüreklere Nasıl nazar edersin, hep Neşterler mi müdahale edersin İlim, Merakın şubesidir Kalbin aklı ve basireti, Hassasiyetle muteberdir Azim, kul olabilmek İçin lütfedilen zindeliktir, Nefsi temayüz için değildir Hiçlik sıfatı Varlık içinde ki tefekkürdür, Her amel ve ibadette O’nun rızasına nail olmak içindir Gözlerime bak doktor Ne gördüğünü Ve hissettiğini durma söyle Hangi sezginin sesi var, Nasıl bir hicranın yarası Sineme zerk eder zarar Kalbimin hüzün kaleleri artık Çok sağlam ey dinmeyen efkâr, Hekim keşfedemez yar İçimde ki Firkati sual et doktor Nasıl bir sevdanın dinmeyen Hasreti kalbimi yorar Bu aşka, ne akıl, ne düş çare yar, Hülyalar ruhuma eza bahşediyor yar Ruhumun hicran damlaları Bin hüzün içinde yağıyor yar, Her sukutum artık bir nar Gözyaşlarım dinmiyor Nasıl bir afak ki yüreğime Serinlik vaat etmiyor Düşünceler bir bir kâğıt parçası Gibi ateşle kül olup sessizce sönüyor Hüzün ve hicran hem dem Ruhum ve kalbimin müdavimi oluyor, Hekim kime söylüyor Mustafa Cilasun |