Biçareliği tadarken!Çocukluğumu Yaşadığım yıllardı Bu yıllarda genellikle Bir yokluk hâkimdi Cebimde Hiçbir zaman Harçlığım Olmamıştı Evimize Giren erzak Tanelerle sayılırdı Asla Kahvaltıda Bir çay içemezdik Her sabah Mutlaka Çorba pişirilirdi Günlük olarak Ekmek alındığını Hiç Hatırlamam Hamur Akşamdan Yoğrulur ve Haftalık pişerdi Ailemizde Benden başka Bir erkek yoktu Babam Gece çalışır Gündüz uyurdu Tek odada Kaldığımızdan Kapıda otururduk Fırından Ekmeği getirirken Beynim delinirdi Çok küçük Yaşlarındaydım Hiç bir şey Yapamazdım Melülleşirdim Duygulanırdım Çaresiz kalırdım Kimi Suçlayacaktım Yapamazdım Anne diyordum Babam Çok saftı Kandırılırdı Aylığını kaptırırdı Annem, Yine çaresiz kalır Çalışmaya giderdi Bu yıllarda, Kayısı çekirdeği Karpuz çekirdeği Ayrıştırılır Kurutulurdu Onca Zahmete karşılık Sadece Delikli bir yüz para Ve bir ekmek ederdi Milangaz Tüp ocağı yoktu Gazocağı Adeta nimetti Çilekeş annem Bizler için Ücretle Çamaşır yıkardı Arkadaşlarım Seyyardan Tatlı alırlardı Ben Yutkunarak Onları seyretmek Zorunda kalırdım Yazın Dondurma alırlar Ve iştahla yalarlardı Bakarken Dayanamazdım Hüznüm İçime akardı Kendi kendime, Bir ant içmek Zorunda Kalmıştım Şayet Büyürsem Büyük bir çaydanlık Alacaktım Kana, kana Demlediğim Çayı Yudumlayacaktım Kendi Kendime verdiğim Bir başka söz Bir kilo Tulumba tatlısı Alacaktım Onu da Yılların hasretiyle Ve iştahla yiyecektim O zamanlar, Naylon ve delikli Bir ayakkabımız vardı Suyu Çamuru, soğuğu Teklifsizce İçine alırdı Bizim, Ne düşündüğümüzü Asla önemsemezdi Düşünmeyi Dahi Beceremediğimizi Her nasılsa bilirdi Okul Hayatımda Çok istediğim Halde Hiç velim olmadı Zavallı babam Henüz bir elimi Dahi tutmadı Sokakta Yürürken asla Gururlanamazdım Mahzundum Mağdurdum Efkârımı Yudumlardım Sahipsizdim, Yorgunluktan Duvarlarda uyurdum Bir komşu Vicdana gelir Anneme Haber verirse Ancak O zaman Ne yaptığımı anlardım Annem Alaşağı eder Birde azarlar Uykum kaçardı Komşu Kadınlarından Öyle utanırdım ki Sizlere Hissiyatımı Anlatmayı nasıl Başarırdım |