MerdivenlerMerdivenler Gecenin en ıssız bir saatinde bir ses zamana sarıla sarıla çığ olup düşer merdivenlerden sabahın seherinde gri güvercinler toplu halde sürüleriyle nafile bir sefere uçar kafile uçurşurken göğün aydınlığına günün en ıssız saatinde sesler pııırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr yine akşam yine gece çatı katında unutulan açık kalmış bir kapı uğuldayan rüzgâra gerip göğsünü böler geceyi takk takk takk takk takk takk evin emektar kedisi en hafif tüy gibi terliklerini giyer giymesine de pisi pisilerini sanırsınız bir dev gecenin içinden inerken masalına patt patt patt patt paaaaaaaa hüzün hüzün ne gezer sessizlik hüznün taa kendisi gün batıp hava kararırsa da neşe bir oyun çocuğu umursamazlığıyla doyamayıp oyununa şımarık direnir zamana girmez bir türlü kapıdan yapraklar sararsa canı çekilse dalların her mevsim bir son bahar olgunlaşır yaş aldıkça ölüm gri güvercinler toplu halde sürüyle havalanır havalanır göğün aydınlığına pırrrrrrrrrrrrr sessizliğin bam teline basıp çıkardığı gürültü ıssız zamana en hüzünlü ses kalır bu gürültüden ilk baharların getirdiğini bir çırpıda alır götürür güz zaman sahtekâr zaman iki yüzlü ve adeta yüzsüz bu yüzdendir son baharlarda eser haşin rüzgârlar süpürür yazı gazelleriyle ve bu yüzden biraz alaycıdır müstehzidir gülüşleri çatı katında açık kalmış bir kapı mütemadi çarpar zamana tokat misali gecenin en ıssız saatinde bir ses sarıla sarıla çığ olur düşer merdivenlerden 12/Temmuz/2012/Perşembe/Bodrum Yüksel Nimet Apel |