Makberî'ye Mektup! 2Kısa kesmiştim ya, sızladı içim, Adâlette çıktı, yoldan Makberî! Duydun mu? Vatanı sevmekmiş suçum; Kalmadı el tutsun. Sal’dan Makberî! Attılar ateşe, kuruyu, yaşı, Başımıza yağan, Siyon’un taşı! Ne zaman kırılır, bunların dişi? Buyruk gelsin kâvi Çal’dan Makberî! Hâin aziz oldu, sâdıklar zelil, Hayret arar olduk, doğruya delil! Aklımız karışık, hafıza alil; Ahkâmlar keseriz, Bol’dan Makberî! Ne ak saçlı Ata, ne nûrlu Ana, Ne iffet timsâli, ol nazlı Suna, Ölü toprağımı üstte de bana; Tehlike duyulmaz, Dil’den Makberî! Düşman uzaklar da, ötede değil, Damarda geziyor, görmez Kız, Oğul! Büyükbaş sürüye, "MAL" derler çoğul; Çokları mal imiş, mal’dan Makberî! İki gün sonrası, yeni bir Bayram, Toklara ne âlâ, gâriplere gâm! Aç yatanı netsin, servetine râm; Irayak muhannet Kul’dan Makberî! Biz gelsek yayardık, Kuzu’yla, Kurdu, Refaha belerdik, bu Cennet Yurdu, Millet çözemiyor; Nâmerdi, merdi; Eğitim şart çözüm; Bil’den Makberî! Ulu Ataların sözünü duysak, Cehd edip sıdk ile onlara uysak, Sevgiyi gönülden gönüle yaysak; Her dâim koklarız, Gül’den Makberî! Dul Karı’nın oğlu, ribâ’dan Karun, Olûban kendini, gösterir Harun! Dünya da bunların, en yüksek orun; Kesilsin cümlesi, dölden Makberî! Tam dörtyüz yıl var ki, durma hesap et, Bunlardan geliyor, bize musibet! Fitne-yi fücürde mahirdir gayet; Sağlam öğütlüdür, Dul’dan Makberî! Say say bitmiyor dert, ne kadar çokmuş, Tuzlayayım dedim, Tuz dâhi kokmuş! Bir kez daha gördüm, Türk’e dost yokmuş; Türkistan, Kerkük’üm, zûll’den Makberî! Ozan İlo bunu nerden söyledi, Bu satıra geldi, ikrâh eyledi, Kör dünya Türkoğlu sana neyledi? Susuyom.. el yudum, Kâl’den Makberî! 06i08.2013/24.00 İlhami ERDOĞAN (Ozan İlo) |
Amma velakin dertler tükenmiyor ki bu seferde aşka bir mektup düştü dilime onu da yazdım giiti
selam ve dua ile gardaşım