ABDULLAH BİN ÜMMÜ MEKTUM ( ALLAH ONDAN RAZI OLSUN )Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ABDULLAH BİN ÜMMÜ MEKTUM ( ALLAH ONDAN RAZI OLSUN )
Peygamberimize (S.A.S) İki kez ayet gelmesine sebep olan en büyük sahabelerden biri. Beden gözleri görmez.Ama onun çok da ihtiyacı yoktur beden gözüne. Tam İsmi, Amr bin Kaysdır. Babası, Hz. Hatice vâlidemizin dayısıdır. Hz. Peygamberimize (S.A.S) İlk inanlardandır. ’’ Hicret ’’ emri gelince Medine’ye ilk hicret edenlerin başında gelir. Medine döneminde Peygamberimiz sefere çıktığında tam on üç kez O’nun yerine vekalet etmiştir. İmamlık yapıp namaz da kıldırmıştır. Peygamberimizin(S.A.S) müezzinlerinden biridir. Peygamberimiz (S.A.S.) Onunla ilgili olarak ’’ Ramazan ayında Ümmü Mektum’un ezanını duyuncaya kadar yiyiniz, içiniz.’’ Buyurmuştur. Hz Muhammed(S.A.S.) bir gün Utbe İbn Rabîa, kardeşi Şeybe İbn Rabia, lâkabı Ebu Cehl olan Amr İbn Hişam, Umeyye İbn Halef ve Allah’ın kılıcı Halid’in babası Velîd İbn Muğire ile(Mekke’li müşrikler ) buluşmuş» onlara İslâm’ı telkin etmeye çalışıyordu. Böylece onlar ya İslâm’a girerler ya da ashabına eziyet etmekten vazgeçerler zannediyordu. İşte tam bu sırada, Abdullah İbn-i Ummi Mektûm Allah’ın Kitabından bir ayeti okuyarak çıkageldi. «— Ya Rasûlallah! Allah’ın sana öğrettiğinden bana da öğret.»Dedi. Rasûlüllah (s.a.v.) yüzünü çevirip suratını astı ve konuşmakta olduğu Kureyşlilere doğru döndü. Rasûlüllah’ın onlarla yaptığı konuşma sona erdi ve evine dönmeye niyet etti ama Allah bir müddet onun görme duygusunu aldı ve sanki birşeyin başına vurduğunu hissetti... Daha sonra Allah şu âyetleri indirdi : (ABESE SURESİ 1.-10. AYETLER) 1, 2. Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü. 3. (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak, 4. Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek. 5. Kendini muhtaç hissetmeyene gelince; 6. Sen, ona yöneliyorsun. 7. (İstemiyorsa) onun arınmamasından sana ne! 8, 9, 10. Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun Uhud Savaşından hemen sonraydı. Rasûlüllah’ın [s.a.v.] vahiy kâtibi Zeyd İbn-i Sabit şöyle anlatmıştır: «— Rasûlüllah’ın (s.a.v.) yanında idim, onu birden bire sekînet kapladı. Dizi, dizimin üzerine düştü. O anda, Rasûlüllah’ın (s.a.v.) dizinden daha ağır hiçbir şey görmedim. Sonra açılıp kendine gelince şöyle dedi : «— Yaz Zeyd!» Ben de yazdım : « İnananlardan yerlerinde oturanlarla Allah yolunda cihad edenler bir olmaz».(NİSA SURESİ 95. AYET) İbn-i Ummi Mektum kalkıp şöyle dedi : «— Ya Rasûlallah! (s.a.v.) Cihada gücü yetmeyenin durumu nasıldır?» Sorusunu sorar sormaz, Rasûlüliah’ı (s.a.v.) yine sekînet kaplayıp dizi dizimin üzerine düştü. Önceki ağırlığını yine hissettim. Rasûlüüah (s.a.v.) açıldıktan sonra : «— Zeyd! Yazdığını oku bakalım!» Okudum : «— İnananlardan yerlerinde oturanlarla Allah yolunda cihad edenler bir olmaz...» Rasûlüllah (s.a.v.) ilâve etti : «—’’Yaz : «Özür sahipleri hariç...»( Nisa suresi 96. Ayet.) 636 Yılına gelindiğinde artık İbn Mektum’u Medinede tutmak mümkün değildir. O Hz Ömer Zamanında yapılan Kadisiye savaşına katılır. Ordu Kadisiyye’ye vardığında, Abdullah İbn Ummi Mektum zırhını kuşandı ve diğer hazırlıklarını tamamlayıp meydana atıldı. Müslümanların sancağını taşımak, korumak veya onun önünde ölmek için kendini tehlikeye atmıştı. Araplar fetihler tarihinin bir benzerine şahit olmadığı şekilde, zorlu ve sıkıntılı olarak üç gün savaştılar. Nihayet üçüncü gün kesin zaferin müslümanlara ait olduğu belli oldu. En büyük devletlerden birisi yıkılmış, en eski tahtlardan birisi de yok olmuştu... Putçuluk toprağında tevhîd sancağı yükselmişti. Bu kesİn zaferin bedeli yüzlerce şehid olmuştu. Bu şehidlerin arasında Abdullah İbn-i Ummi Mektum da vardı... O, kanlar içinde müslümanların sancağını kucaklamış ve yere yıkılmış bir halde bulundu.
Aşık isen can-baş üzre gel beri
Değil isen bak oradan dön geri ------------------------------------------------------------------------------- Öylesine aşık ol ki bir katre teessürün, Gök yüzünden o Nebi’ye tam on ayet göndersin. Susuzluktan çatlayan o dudaklara sahrada, Bizzat zât-ı tecelliyle rahmetini indirsin. Değer verme kaimeye, değer verme sikkeye, Dervişliğe sığınıp da tıkılma bir tekkeye. Davet sana ulaşınca veda eyle Mekke’ye Ebu Leheb varsın zulmü bindirdikçe bindirsin. Adavetin hayat boyu nefsin ile şeytana Sadakatin gerçek maşuk Resul ile Zeydana Kör de olsan ’ Allah’ diye fırlayınca meydana. Haşyetin yetsin düşmana, cümlesini sindirsin. Aşk kutsaldır, aşk her şeydir, sanmayasın sıradan Öylesine aşık ol ki maşuk seçsin aradan ’Özür sahipleri hariç’ Desin yüce Yaradan. Gözlerini O yumsun ve O kıbleye döndürsün. Güle rağbet etme hele, evvela bir zakkum ol. Yunus,yunusun karnında, sen midyede bir kum ol. Aşık olmak istiyorsan önce Ümmü Mektum ol. İçindeki cehennemi ancak Rabbim söndürsün. ÜSTTEKİ RESİM:Abdullah Bin Ümmü Mektum’un kabrinin de bulunduğu Şam Bab-ü Sagir Mezarlığının krokisi |
siteye giremedim anlayın işte
sebepsiz bir başdönmesi düşürdü beni
araştırdık bir şey çıkmadı yorgunluk dediler
dinlenmedeyim bu aralar
cepten gezindim dışardan dışardan ancak
bu güzel eser için teşekkür ederim..
aklımda bu tür eserleri devam ettirip ilanihayetinde bir araya toplayıp kitaplaştırmak
ya nasip..
sizin tarih bilginize ihtiyacımız var her zaman
hatta yazmakta olduğum Osmanlı destanı hakkında fikirlerinizi de alacağım.
699 beyit olarak düşünmüştüm ama yetmiyecek 1299 beyite karar kıldım. henüz yarılardayım.
yazdığım bölümleri bir ara yollarım size bakarsınız
selamlar saygılar