"kolları olmayan bir çocuktan öğrendim isminin doğru yazılışını beni kör eden sızıları dizlerimi kanlar içinde bırakan sendaş yaraları."
tüm masumiyetimi bir karanlığa hibe ettim ferzê ve seni anarken cehennemimin en dibinde gömleğimin üst düğmelerini koparan bir acıyla yitirdim tüm düşlerimi ferzê
dilimi sürdüm eski bir sevgilinin göğüslerine pişmanlığın o kavurucu sıcaklığını içtim senelerce bir odanın içinde gezindim bensiz/lik o kadar masumdu ki içinde hep böyle kalasın istedim
sonra zaman durdu karanlığın senfonisinde hem yaylılardan sonra ne gelir ki belki biraz şarap belki biraz sen/acı aylak bir başıboşluk bulaştı yüzüme ve sustu gözlerini görünce ki ben susarken , ıslak dilim olurdun sen
bir gunaydının şafağına banıp istanbulun çöpçül tüm martılarını kanlı kaldırımlara savurdum öfkemi, geriye yüzümün yarasını öpen bir güneş kaldı oysa sarıp sarmalayıp tüm sensizliğimi yüzlerce yıl doyurabilirdim seni
ismin fikrimde ferzê yüzünü gördüğüm her alın terimde bir hiçim sadece bir ölüm çağıran bas bariton bir ses. tohumlar ekiyorumdum göğüslerine ve büyüsün istiyordum içimde içinin kırmızıyı çalan direnişi.
sensizliği bir kış ikindisinde unuttum ferzê , seni hiç doğurmamışçasına unuttum saçlarının rengini, gülmeyi beceremeyen gözlerini unuttum ferzê yüzünü bile unuttum
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ferzê II şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ferzê II şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
sensizliği bir kış ikindisinde unuttum ferzê , seni hiç doğurmamışçasına unuttum saçlarının rengini, gülmeyi beceremeyen gözlerini unuttum ferzê yüzünü bile unuttum
İç geçirdim derin derin Feci bir hüzün yumağına donandı yüreğim...
Doğru olanı Neden kolları olmayan bir çocuktan öğrenirsin ya da öğrendin Bana öyle geliyor ki eksik olan her nerdeyse orda doğru vardı. Yani sanki kolları olmadığı için yalanı bilmiyor Gözleri görmediği gibi zina yapmıyor gerçeği gibi...
Nihayetinde bu şiirin sonu da aynı kapıya çıktı. Hiçbir şey olmamış gibi unutmak Ferze'yi...
" bir gunaydının şafağına banıp istanbulun çöpçül tüm martılarını kanlı kaldırımlara savurdum öfkemi, geriye yüzümün yarasını öpen bir güneş kaldı oysa sarıp sarmalayıp tüm sensizliğimi yüzlerce yıl doyurabilirdim seni
ismin fikrimde ferzê yüzünü gördüğüm her alın terimde bir hiçim sadece bir ölüm çağıran bas bariton bir ses. tohumlar ekiyorumdum göğüslerine ve büyüsün istiyordum içimde içinin kırmızıyı çalan direnişi."
Kısa cümle kalıpları, kocaman bir soyutluk, ardı ardına gizlenmiş söz sanatları ve bi yandan da yüreklere dokunan o naif, büyülü ses..
Ahh bu duygusallık, ahh bu duygusal yapı... Nasıl ıslak bir zemin. Dolaşmıyorum kayıp düşeceğim diye. Tırsıyorum ha! Zira ben "yaşamak" istiyorum.
___________________________________________________________________Ayakta alkışlıyorum Ferze yi yazan yüreğe selam olsun iki yüreğe şiir okudum dinledim...
unuta/madım...
unutmamak unutulmamak dileğiyle.
çok beğendim.