Türk destanı (2 )Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Türk destanı 1
Destanların şahıdır Alp Er Tunga destanı Avrasyab diye geçer pers tarihinde adı Diz çökmemiş çöktürmüş zelil etmiş İran’ı Tarihi şerh ederken künde atar ”Firdevsi” Ne “Zal” koymuş ne “Rüstem” erlikte yokmuş dengi Dağlar yere diz vurmuş, koca Türk gibi ere Yaş doksana gelince Acem’lerde kin cengi Acun öksüz kalırken sırtı gelmemiş yere Gök Oğuzum- Gök Türk’üm Çağatay’lı-Törgiş’im Yeryüzünü süsleyen asaletli kanım var Çepni’yim ve Çuvaş’ım at üstünde yok eşim Kılıçlarla seslenen Kaan-Hakan-Han’ım var Şark ve garp böyle yazar “Türksüz tarih yarımdır” Onlarca Devletim var onlarca medeniyet Dilim döndüğü kadar anlatmak şiarımdır Türklüğüm Bayrak gibi başım üstünde izzet Ergenekon yurdumdur demir dağlar delmişim Karanlığı dağıtmış bozkurt yüzlü Asena Çelik yüzlü erlerle toprağı yâr bilmişim At üstünde ölene kâfi gelmiyor senâ Uygur’um, Altay’lıyım Turan-Mesket-ve uz’um Dünyaya hilal gibi bahşedilmiş ırkım var Nogay’ım ben Kaşkay’ım sayfa sayfa Oğuz’um Devletleri devirip devlet kuran farkım var Mete gibi toprağa ezelden vurulmuşuz Çinli böyle tanımış Türk denen cihangiri Kılıç kalkan sesiyle zaferden yorulmuşuz Çin yurdunda Çin Seddi bu korkunun eseri Kırk kişiydi sadece Çin’de sarayı basan Kırk ülkü sevdalısı en başlarında Kür Şâd Çinlilerde korkudan sükut ederken lisân Kür Şâd ihtilâline tarih yazıyordu ad Başkurt’um - Karluk’luyum Peçenek veÇuvaş’ım Orta Asya yurdumdur hedefim ve seferim Dağıstan’ım Kıpçak’ım Türklük ekmeğim aşım Ancak at üzerinde soğuyacak bu terim Orkun kitabeleri anlatır heybetimi Bilgeliğin adıdır Tonyukuk ve Kül Tigin Hiçbir tarih yazmamış sonsuz esaretimi Gâhî Bozkurt olmuşuz gâhî kartal ve şahin Hindistan’da Taç Mahal Babür Şah’ın mirası İşte böyle bir aşktır Türk’te eşe ihtirâm Ceddimle dile gelmiş Horasan’ın ihyâsı Adım attığı yerde intizâm ve ihtişam Karakalpak Yakut’um Üregir’im Bayındır Yay ve kiriş töreydi erlik değişmez yasa Ol devlet şuurunu bizden öğrenmiş asır Mazlumlara hamiydik firavunlara Musa Dede Korkut atamdır şehr-i Bayburt’ta il’im Yol göstermiş öz vermiş boy boylar soy soylarken Âşıkların piridir hem atadır hem ilim Dilimdeki yâdımdır Türk’e Türk/ü söylerken İtikâdın saf hâli Hoca Ahmet Yesevi Kızılelma ülküsü ihlâsının eseri Kutadgu bilig’dedir ilmin kuşatan evi Ol Yusuf Has Hacib’in sayfa sularken teri Türkmen’im ve Balkar’ım Özbek-Kazak-Kırgız’ım Nice dağlar yarmışım at üstünde giderken Divanu Lügait’t Türk Türkçedeki aşk hızım Alem bize şaşardı kana kızılcık derken Türkçeden gayrı dile başlayınca bir heves Karamanlı Mehmet bey buyurmuş ilk fermanı Yalnızca Türkçe demiş Türk ırkına tek nefes Divân dergâh ve bergâh hıfzetmeli lisânı Çağrı beyle Tuğrul bey yükseltirken hedefi Haçlıya ilk tokadı vurmuştu Kılıçarslan Alparslanla varıldı Malazgirt’in farkına Melikşah’la Türk yurdu coşuyorken an be an Horasanlı Hun’luyum Kırım’lı ve Gazne’li Üç kıtaya hükmeden Türk’te adsız çeriyim Ahıska’lı Yazgur’lu Türkistan-Karaevli Yemen’de şanlı şehid Kudüs’ün göz feriyim Kutlu doğum sancısı Selçuklu’nun mayası Uluğ bey gökyüzünü tararken karış karış Kahrolmaya hazırken ehl-i salip rüyası Türk’ün nefes buharı Hakk’a kulca yalvarış Ahiler dergâhında izzet üstüne izzet Türk islam ülküsünü dokurken nakış nakış Ol mâ’nâ pirleriyle teşkildeydi cemiyet Hu sesiyle başlardı yokuşlardaki çıkış Filistin’im keşmiri’im Azerbeycan -Tebriz’im Adım attığımız yer dar geliyordu bize Kerkük’lüyüm Musul’lu her yerde benim izim Kızılelma nereydi mirastı neslimize Artık budak salmaya hazırdı koca çınar Fetihlere hazırdı Söğüt’te Kayı boyu Osman beyin düşünde Şeyh Edibali’ydi yâr İman-İhlas-Tevhit’ti koca çınarın suyu ______________Makberî…..19/07/2013….22:45…..İs Dal budağa durmuştu Osman beyin rüyası Söğüt- Bilecik derken atılmıştı temeli Soydan soya akarken Ertuğrul bey ihlası Kutlu harç karıyordu onlarca adsız veli Mevlana’yım-Yunus’um, Hacı Bayram sözüyüm Domaniç’im Söğüt’üm, Göynük ve Yarhisar’ım Ertuğrul ve Osman bey –Orhan beyin özüyüm Sakarya’da aşk ile akan şanlı pınarım Dalga dalga gelirken akınların aşk seli Yıldırım Beyazit’i kıskanıyordu rüzgâr Bizdik ölüm korkutan ölüme gülen deli Savaşta en öndeyken Murat Hüdavendigâr Bizans’a göz dikmişti yirmisinde bir Hünkâr Mazhâr olmaktı derdi Peygamber müjdesine Molla Akşemseddin’in hu sesinde bahtiyâr “Ya ben ya sen “diyorken Bizans’ın gövdesine Tebriz’im ve Kargın’ım ,Kınık-Bozok-Çavuldur Şimşeklere bedeldi,asra damga vuruşum Bayat’ım ve Ay Han’ım,Karaevli-bayındır Mazlumun ümidiydi zulme hesap soruşum Yıl bin dört yüz elli üç Malazgirt gibi Cuma Karadan gemileri yürütmüştü o deha Ulubatlı Hasan’lar başlıyorken hücuma Cehennem toplarıyla ordu kalkmıştı şaha Bizans düşmüştü artık tazimdeydi ahali Papazlar gelenlere hayretle bakıyordu Önde Akşemseddin’in hünkâr gibiydi hali Fatih’in ilk fermanı adalet akıyordu Karahanlı-Selçuklu, Osmanlı’yım-Türkmen’im Âlem bizlerde görmüş asaletin aslını Musul’luyum-Kerküklü, yedi göbek Türk benim Ebediyen bozamaz kimse Türk’ün neslini İlk Halife Yavuz’du, Yavuz Sultan Selim han At üstünde aşmıştı Sina’yı boydan boya Öle bir sultandı ki görmedi asla cihan Hadim-ül Haremeyn’di böyle bildi reaya Celalli bir sultandı dilinde lafzı cemal Cüneyd-i Bağdadi’nin keşfetmişti kabrini Âlime saygısına şahitti ibn-i Kemal O görkemli hâlinde gören yoktu kibrini Çaldıran-Mercidabık, Hacı Bayram veliyim Ahilik sofrasında ölümlerde diriyim Piri reis- -Köroğlu-Âşık paşa diliyim Aşkın şeref hâline tabi olmuş biriyim, İsyan tertip ederken doğuda Şah İsmail Osmanlı’yı çökertip sultan olmaktı derdi Akıbet kaçmak oldu rezil-rüsvav ve sefil Yavuz’un azameti kibrini yere serdi Kanuni’yle Kanunlar otururken yerine Mohaç meydan zaferi ezberler bozuyordu Akdeniz Türk gölüydü, Barbaros’un terine Turgut reis denizde destanlar yazıyordu Viyana’yım –Kıbrıs’ım, Malta’daki lodosum Koca Mimar Sinan’ım Selimiye Mostar’ım Malta-Kıbrıs ve Yemen -Fas-Cezayir-Rodos’um Dilden dile dolaşmış ülkeleri imar’ım Andra Dorya’yı vurdu Preveze bozgunu Çil yavrusu gibiydi denizde donanması O mağrur amiralin yere sürtmüştü burnu Ümit bağlayanların kahırdı inanması Yeniçeri dehşeti Genç Osman’ın yazısı Dördüncü Murad ile isyan gelmişti dize Dinmişti sultandaki kardeşinin sızısı Devlet yine devletti asiyi eze eze Şeyh Galib’im Itri’yim, Hacı Arif Nedim’im Dinlendirmiş ruhumu onlarca nağme sesi Sofiler dergâhında Hakk aşkına hadimim Ben öksüz Türklüğümün iflahsız divanesi En bahtsızı belki de Ol sultan Abdülhamit İçten dıştan fesatla hâl edilmiş sarayda En arsız muhalifi şiir yazmış”istimdat” Demiş;”Asrın sultanı gitti artık ne fayda” Sultan Abdülhamit’in dehada yokmuş eşi Çörçil’in siyaseti çarıklarına eşit Yavaş yavaş sönerken Osmanlı’nın güneşi “Kızıl Sultan’dır “demiş nesli bozuk birkaç it Hazerfan Ahmet benim, Âşık Emrah Nadim’im Türk’e ilim yolunu nakş eyledi hitâbım Evliya Çelebi’yim, Fuzuli’de ahidim Dört kitabın içinde Kur’andır tek kitabım Hasta adam düşünce saldırmış kin tayfası Rıza Tevfik’te bile hâsıl olmamış murat “Eyvah”demiş;”Yıkıldı Osmanlı’nın bekâsı Yetiş sultanım yetiş bizdeymiş arsız surat” İttihat ve terakki tutamamış dirliği Kardeşçe geçinenler ayrılmış birer birer Bozmuşlar devletteki renklerdeki birliği Üç kippalı soysuza alet olmuşlar meğer Katolik-Protestan, Ortodoks hilafını Çözerek ilk darbeyi vurmuşlar saltanata Bilmeden güçlendirip garbın dinde safını Dağlar yıkan aslanı bağlamışlar halata Budin’dim -Priştina, Semerkant ve Buhara Gazi Osman Paşa’ya hâlâ matemde Tuna Saraybosna ve Üsküp yara içinde yara Artık Macar diyorken Avrupa eski Hun’a İsyan üstüne isyan coğrafyada karmaşa En son cihan savaşı Osmanlı’nın taksimi Bağlanınca hainler localardan maaşa Hâkimler oluyordu soysuzların hadimi Soy ağacın son dalı biçâre Vahidettin Mahzun-maznun-garipti vatanının derdinden Samsuna çıkış için yol gösteren müsekkin Sürgünüyle bir devir kapanmıştı ardından Osman Yüksel gibiyim serdengeçti şanım var “Vatan yahut Silistre” diyen Namık Kemal’im Arif Nihat Asya’yım,Mehmet Akif yanım var Yahya Kemal Beyatlı Nihal Atsız hilalim Yeni bir devlet doğmuş kalan küllerden yine Erzurum-Sivas derken kongreler sıra sıra Çanakkale –Sakarya hürriyette tek sine Mustafa Kemal ile garplı düşerken zora İstiklâl kolay değil savaş üstüne savaş Bir asır ertelenmiş dirilişin doğuşu İkbâle mektup yazmış oku onu arkadaş Bir gün tekrar gelecek Türk’ün zulmü boğuşu Sümmani’nin derdiyim sürgündeki Reyhanî Bayburt’lu şair Zihni Murat Çobanoğluyum Peyami Safa’yım ben irşadi’yim Hicrani Kimseye kul değilim yalnız Allah kuluyum _________Mahlâsım Makberî’dir âşıklığın çuluyum --------------Türk’e Türk/ü söyleyen türkülerle doluyum __________Makberî…..23/07/2013….18:45…..İst |
Sabah sabah bir hayat şerbeti gibi aktı damarlarıma şiir..
Teşekkürlerim yürekten Üstadım.
Allah C.C. ömrüne bereket, kalemine kudret ekleye..
Selâmetle..