İSTANBIUL
Sanki kıyıya bıraktım umutlarımı bugün,
Öyle çırpınarak baktı gözlerime dalgaların, Kendime yeni bir hayat kurdum hayallerle, Sonra çaresizce unuttum eskileri . Boş ver dedim . Senin hayalinle benimki bir mi? Her metrekarene düşen aşklar acılar pişmanlıklar var. Senin acılarınla benimki bir mi? Güleceksin belki yerinde olmak isterdim. Kessen bileklerini çıtın çıkmaz. Hep sussun istersin herkes, Hep yalınz başına kalmak, Ne isterdim biliyor musun İstanbul. Sen gülerken yanında olmak, Sen ağlarken gözyaşlarında kalmak, Öyle içten bir defa da olsa sana sarılmak… Hani sana diyorlar ya sevgili, Sevgili bile terk edip gidebilirdi, Oysa istesen de sen gidemezdin ki... Sen sevgiliden de öte bir şeysin, Ne terk edilirsin ne terk etmek istersin denizini. Öyle ki susmadı yıllar yılı şairler, Hep kıvrandırdın aşıkları, Yeni yeni filizler oldun toprakta yeşeren, Kışın açmaya çalışan kardelen, Acıları bastırdın göğsüne. Ardına bakmadan yürüdün dalgalarınla,, Gittiğin gidebildiğin gidebileceğin yer belliydi, Bazen üzüldün çarşaf gibi serildin, Bazen sevindin ama kimseyi sevmedin. Hep sesin çıktı senin hep konuştun. Kimini dinledin kimine cevap vermedin, Herkes bir şeyler anlattı anlattı durdu, Ne terk ettin ne terk edildin. Günahları örttün geceleri, Sevapları gündüzlere mi verdin? Sen sevmeyi nereden bilebilirdin ki… Bana öğüt verirdin , Bilirmişsin anladım, İki tepene sığan bir güneş, Uzanan minarelerin oldukça semaya, Sanki gökten sesleri seçiliyor. Söylesene İstanbul sana gökyüzünden baksam, Acılarım nasıl görünüyor. Sen tutunmayı öğrendin hayata, Kimi gözyaşlarını bıraktı kimi gözlerini , Kimi de aciz hayallerini serin sularına. Rüzgar duydu sesimi sus dedi. İstanbul kızacak ! Kızmaz dedim haberi yok ki uyuyor o, Nerden biliyorsun dedi. Güldüm bu kadar çok aşığı var haberi yok onun. Eskilerde çok eskilerde kaldı aklım. İki damla gözyaşım kurudu. Terk ettim hayallerimi, Sanki yeniden aşık oldum. Sanki yeniden doğdum, Öyle terk etti beni İstanbul. Gözlerine bakamadan unutuldum!. İstanbul sen gözlerim oldun. Her şeyi göremedim bende, Sen de gördüklerini unuttun, Silmedin silemedin yaşadıklarını , Asırlardır çırpındın ayakta kalabailmek için, Kimsesiz çocukların anası, Kimsesizin parası, Kimine baba oldun kimine sevgili, Kimine düğün kimine cenaze evi, Sen çok farklıydın İstanbul, Ne cenazeleri karıştırdın ne düğünleri, Kimse kimsenin ekmeğini bölmedi, Neden biliyor musun? Kimse başkalarıyla acıları bölüşemedi, Herkes senden aldı nasibini, Kimine can verdin kiminden aldın , Sonra bazen suçlandın. Gözlerine baktım orada kaldım. Çünkü hiç biri sen değildin. Sen ne yar ne ana ne sevgiliydin. Sen İstanbul’dun. Başka ne olabilirdin? Ben de bir insan oğluydum. Hatalarımla yaşıyordum. Sen uyu İstanbul uyu ki canın yanmasın. Bir gün uyanırsan çok can yakacaksın. Olsun öyle bir aşık ettin ki kendine gidemiyorum. Gözlerimi kapattın İstanbul göremiyorum... KALABALIK DERGİ AĞUSTOS SAYISI 2013 |
Her metrekarene düşen aşklar acılar pişmanlıklar var.
Senin acılarınla benimki bir mi?
*********************************************************************
İstanbul'un aşklarına benzer aslında tüm aşklar.
Kıyamete kadar tüm devletlerin, milletlerin hâyâllerini süsler burada yaşama sevdası.
Sevenlerin sevgiliye kavuşma arzuları gibi...
Güzel bir içsesiydi dizeler, İstanbul'la yapılan hasbihal ne güzeldi...
Tebriklerim şiire, ilk seslendirme de olsa cesaretinize ve emeklerinize.