1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1563
Okunma
Son elçiden muştularla gelen altın çağı
Haber vermişti kaç yıl önceden Uhud dağı
Hıra kapısında örülür örümcek ağı
Bir Hira ol ki, zamanın altın ikliminde…
Seherden yükselen efil efil esintiler
Mahşeri kalabalıkları kendine çeker
Uzaktan gelen elçi, bekleyeni müjdeler
O müjdeler ki, zamanın altın diliminde…
Gurbet gurbet soluklarken arayanlar seni
Sert rüzgârlar durmuş, yırtmıştı sular bendini
Arayanlar ancak seninle bulur kendini
O arayan ki, zamanın altın ikliminde…
Bulanlar bulmuş onu, kalanlar son şafakta
boğulurken bir kere daha nurdan ırmakta
Son yolcu adım adım hedefine varmakta
Bir yolculuk ki, zamanın altın diliminde…
Bir seyr-u sefer eyler gökten inen melekler
Bu karanlıklar, hakikati nasıl perdeler
Yok mu, son dem safına geçeceğin peygamber
O peygamber ki zamanın altın ikliminde…
Yücel DEMİRTAŞ
5.0
100% (1)