(Srebrenitsa katliamında doğduğu gün öldürülen FATİMA bebeğe )
Bugün, Filistin kokuyor ellerim; Nefesini tut gülüm… Soluksuz kal demiyorum. Sadece, Neşen beni avutmuyor, Şen kahkahalar atmadan da gülebilirsin; Ve hatta göğe yükselebilir. Ve belki, Top seslerini bastırabilir sesin Bosna’da, Halep sokaklarında, Arakanlar’da göğe yükselirken alevler B/eşiğe düşmüşken ölüm Türkistan’da çalınırken sevinçlerim… Sapanlarla füzeleri döverken Filistinli çocuklar… petrol soluyorum c/esed/ler arasında Yalınayak, Bil(m)iyorsun,
Septumlara ayrılmışım lime lime, Mavimarmara sefer(ler)inde. Zikzaklar çiziyorum kırık dümenlerimle. Ya Bağdat’a varıyorum v/akitsiz, ya Hocalı’ya. Bil(m)iyorsun, Bil(m)iyorlar.
Ellerim Afrika kokuyor bu gün, Sil gamzelerinden tebessümü. Meneviş gözlerin avutmuyor riyamı Bu kadar sıradanlaşmışken vedalar, üstelik Nisan yağmurları gibi düşerken Karanlığa sığınıyor geceler. Dokuz şiddetinde depremler vuracak Eylülleri Kulelerinden. Bil(m)iyorsun, Bil(m)iyorlar… Korku(yoru)m. Her yer Kerkük, Her yer Filistin kokacak.
Ellerim kan çiçekleri topluyor bugün… Bosna sokaklarında Kan çiçekleri içerken kelebekler Solgun bir gül oluyorsun nazarımda Saçlarına uzanmıyor ellerim. Mostar gibi çözülüyorum Neretva’ya su taşıyor gözlerim Tufanlarında kürekler çekiyorum med’lerin. Ayaklarına pranga vurulmuş forsa gibi. Vicdanımın çarmıhında mıhlanıyorum… Bil(m)iyorsun, Bil(m)iyorlar; Toprak kokuyor her visal, Güllerim Türkistan kokuyor.
Seni vatanım gibi sevdim biliyorsun. Soldukça canlar vatansız kalıyorum. Vurgunlar yiyorum hep solumdan Solum tutmuyor… Bil(m)iyorum gülüm, Bil(m)iyorum…
Biliyorsun Hep solumdan vurulurum…
Şiirimi seslendiren Şule ŞAHİN (Lâll) Hanımefendi’ye ve montajını yapan Sayın Turgay COŞKUN’a (suskunbiradam) sonsuz teşekkürlerimle...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Tüylerim diken diken oldu dinlerken fondaki resim tam bir vahşet. Duyarlı yüreğinize ve emeğinize sağlık. Şule hanımın nefesine sağlık Turgay Beye de yardımlarından dolayı teşekkür ederim. Selam ve saygılar.
Bir kez okudum şimdi dinlemedeyim kaçıncı kez dinliyorum bilmiyorum bilmiyorsun bilmiyorlar.
Aldı beni girdabına bırakmıyor sayfa sayfa bilmiyorsun bilmiyorlar Fon ayrı yorum ayrı aldı beni götürdü filistin'mi desem bosna'mı desem bilmiyorum bilmiyorlar.
Mostarda geçmişin ayak izlerini ararken, bir anda kendimi afrikada buldum bilmiyorsun bilmiyorlar.
merhaba yüreği güzel kardeşim merhaba yürekler acısı olayı dillerdirdiğin için yüreğin var olsun dünya kime kaldıki bu zalimlere kalacakta değil allahın huzurunda bu canların hesbını nasıl verecekler bu bebeğin hesabını nasıl verecekler bilmiyorum kardeşim yüreğim acıdı dinlerken yorumlayan arkadaşa teşekürler seninde yüreğin dert görmesin
duyarlı kaleminize gönülden teşekkür ederim. Müslüman toplumlarda meydana gelen acımasız kıyımların konu edildiği hüzün dolu bir şiir. düşünen insanların binlerce kere düşünmesi gereken soykırımlar ve nedenleri... emek veren yürekleri tebrik ederim saygılarımla
Maalesef ki Sayın Hocam, İslâm Âlemi birbirini yeme yarışındayken Avrupa, Amerika ve diğer süper devletler uzayı bile paylaşıp bitirdiler. Bir tek kaos yaşayan hırıstiyan ülkesi yok.
Maalesef ki Sayın Hocam, İslâm Âlemi birbirini yeme yarışındayken Avrupa, Amerika ve diğer süper devletler uzayı bile paylaşıp bitirdiler. Bir tek kaos yaşayan hırıstiyan ülkesi yok.
Ey benim yüreğimi acıya boğan hüzün; Caniyi dumanınla ne zaman boğacaksın? Ey her sabah yeniden; kalbimde doğan hüzün; Katlolup, huzur diye ufkuma doğacaksın.
Gözü dönmüş güruhun, çarmıhtaki timsali Bırakmıyor peşini, kalû belâdan beri. Yaptığı kırımların, görülmemiş emsali Bundandır, feryatlarım; inletir göğü yeri.
Daha dün; Somali’de, Irak’ta ve Bosna’da, Açmadı gözümüzü, ortaya konan niyet. "İnsan hakkı" diyerek, fink attığı esnada, Kaç can aldı? " Avrupa" denilen medeniyet.
"Birleşmiş millet" denen, haçlı bir temaşanın, Kurduğu bir düzenin, sonucu; Srebrenitsa. Caninin beslediği, eli kanlı maşanın, Sayesinde mevt oldu; son acı Srebrenitsa.
Örnek aldıklarımız, hepsi birer voyvoda Bunu biz değil ancak; "Fethi Mübin"ler anlar. Bilinçsizce dalarsak uyku denilen ’mod’a Yem olur, şerefsize savunmasız insanlar.
Akan yaş ve kan hep mazlumun..Yaşladıkça dünya,insanoğlunun kan bürüyen gözleride büyüyor,vahşeti artıyor.
Habille Kabilin mücadelesi,yaşam döngüsü devam ettiği müddetçe sanırım hep var olacak..:( Dünyanın dört bir yanında özellikle Türk İslam coğrafyasında mezalimler devam ediyor..Bizlerse sadece dil ile lanetliyoruz..Ve insan aldanmada.. Çocukların korkusuzca,pırıl pırıl gözlerle yaşayacağı bir dünya en büyük özlem..
Sözlerin noktalandığı yerdeyim Mevlüt Hocam..
Duyarlı yüreğinizden dökülenlere ses olabilmenin onuru ve mutluğunu yaşıyorum.Yüreğiniz var olsun..Turgay Hocamada montajdaki inanılmaz emeği için teşekkür ederim..
Üstelik Habil ağabeyi Kabil'e el kaldırmadığı halde... Acı olan Kabil'in kardeşini öldürdükten sonra cesedi ne yapacağını bilemeyişi ve paniğe kapılmasıdır. Ne acı ki, bir karganın verdiği fikirle onu açtığı bir çukura gömmeyi öğrenmiştir. Karganın verdiği fikir kardeşlerimizi gömmek olmuştur. Çünkü Tanrı Kabil'in verdiği- gözünden çıkmayan - hediyeyi reddetmişti. Başka bir rivayete göre de kız kardeşleriyle evlenmeleri emri gelince Kabil'e çirkin, Habil'e ise güzel bir kız kardeş düşmesini çekememişti.
Âdem'in çocukları bunlardan hiç ibret alamadılar maalesef. Alamadık da, alamayacağız da galiba... Üstelik yirminci yüzyılda ve medeni Avrupa'nın orta yerinde on binlerce masum Müslüman katledilecek kadar vurdum duymaz bir insanlık yetişmişken. Medeniyet bu mu? Mehmet Âkif Ersoy'un dediği gibi.
Ve nerede Müslümanlar, Türkler varsa orada acı, göz yaşları ve soykırımlar var maalesef.
Bu riyamız, vurdumduymazlığımız nereye kadar sürecek. Yeni onbir eylüllerin inşası sağlanıyor Amerika ve çin istemese de...
Firavunları yerle yeksan eden Yüce Rabbim dilerse, bir kanadı kırık sinek bile bunu yapabilir. Ki Firavun beynine giren ve acı veren sineğin acziyle kendi paralı adamlarına, kendi başına vurdurtarak ölüp gitmişti...
Kızıldenizin sularıyla boğulmak üzereyken "tövbe" demek onları bağışlamayacaktır Allah katında...
Üstelik Habil ağabeyi Kabil'e el kaldırmadığı halde... Acı olan Kabil'in kardeşini öldürdükten sonra cesedi ne yapacağını bilemeyişi ve paniğe kapılmasıdır. Ne acı ki, bir karganın verdiği fikirle onu açtığı bir çukura gömmeyi öğrenmiştir. Karganın verdiği fikir kardeşlerimizi gömmek olmuştur. Çünkü Tanrı Kabil'in verdiği- gözünden çıkmayan - hediyeyi reddetmişti. Başka bir rivayete göre de kız kardeşleriyle evlenmeleri emri gelince Kabil'e çirkin, Habil'e ise güzel bir kız kardeş düşmesini çekememişti.
Âdem'in çocukları bunlardan hiç ibret alamadılar maalesef. Alamadık da, alamayacağız da galiba... Üstelik yirminci yüzyılda ve medeni Avrupa'nın orta yerinde on binlerce masum Müslüman katledilecek kadar vurdum duymaz bir insanlık yetişmişken. Medeniyet bu mu? Mehmet Âkif Ersoy'un dediği gibi.
Ve nerede Müslümanlar, Türkler varsa orada acı, göz yaşları ve soykırımlar var maalesef.
Bu riyamız, vurdumduymazlığımız nereye kadar sürecek. Yeni onbir eylüllerin inşası sağlanıyor Amerika ve çin istemese de...
Firavunları yerle yeksan eden Yüce Rabbim dilerse, bir kanadı kırık sinek bile bunu yapabilir. Ki Firavun beynine giren ve acı veren sineğin acziyle kendi paralı adamlarına, kendi başına vurdurtarak ölüp gitmişti...
Kızıldenizin sularıyla boğulmak üzereyken "tövbe" demek onları bağışlamayacaktır Allah katında...
Dünyanın neresinde Müslümanlar varsa orada kan, gözyaşı eksik olmuyor nedense. Yüce Dinimizin ilahi öğretilerine ve peygamberinin hadislerine rağmen. Üstelik her türlü yeraltı ve yerüstü zenginliklerine rağmen. İslâmın birleştirici ve uzlaştırıcı öğretilerine ve emirlerine rağmen, diktatörlerin cennetini bu dünyada yaşama hırsları kan ve gözyaşlarına boğuyor İslâm alemini... Batının oyunları da cabası üstelik...
Ziyaretinize ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim Şükran Hanım...
Dünyanın neresinde Müslümanlar varsa orada kan, gözyaşı eksik olmuyor nedense. Yüce Dinimizin ilahi öğretilerine ve peygamberinin hadislerine rağmen. Üstelik her türlü yeraltı ve yerüstü zenginliklerine rağmen. İslâmın birleştirici ve uzlaştırıcı öğretilerine ve emirlerine rağmen, diktatörlerin cennetini bu dünyada yaşama hırsları kan ve gözyaşlarına boğuyor İslâm alemini... Batının oyunları da cabası üstelik...
Ziyaretinize ve değerli yorumunuza çok teşekkür ederim Şükran Hanım...
Bugün, Filistin kokuyor ellerim; Nefesini tut gülüm… Soluksuz kal demiyorum. Sadece, Neşen beni avutmuyor, Şen kahkahalar atmadan da gülebilirsin; Ve hatta göğe yükselebilir. Ve belki, Top seslerini bastırabilir sesin Bosna’da, Halep sokaklarında, Arakanlar’da göğe yükselirken alevler B/eşiğe düşmüşken ölüm Türkistan’da çalınırken sevinçlerim… Sapanlarla füzeleri döverken Filistinli çocuklar… petrol soluyorum c/esed/ler arasında Yalınayak, Bil(m)iyorsun,
Septumlara ayrılmışım lime lime, Mavimarmara sefer(ler)inde. Zikzaklar çiziyorum kırık dümenlerimle. Ya Bağdat’a varıyorum v/akitsiz, ya Hocalı’ya. Bil(m)iyorsun, Bil(m)iyorlar.
Ellerim Afrika kokuyor bu gün, Sil gamzelerinden tebessümü. Meneviş gözlerin avutmuyor riyamı Bu kadar sıradanlaşmışken vedalar, üstelik Nisan yağmurları gibi düşerken Karanlığa sığınıyor geceler. Dokuz şiddetinde depremler vuracak Eylülleri Kulelerinden. Bil(m)iyorsun, Bil(m)iyorlar… Korku(yoru)m. Her yer Kerkük, Her yer Filistin kokacak.
Ellerim kan çiçekleri topluyor bugün… Bosna sokaklarında Kan çiçekleri içerken kelebekler Solgun bir gül oluyorsun nazarımda Saçlarına uzanmıyor ellerim. Mostar gibi çözülüyorum Neretva’ya su taşıyor gözlerim Tufanlarında kürekler çekiyorum med’lerin. Ayaklarına pranga vurulmuş forsa gibi. Vicdanımın çarmıhında mıhlanıyorum… Bil(m)iyorsun, Bil(m)iyorlar; Toprak kokuyor her visal, Güllerim Türkistan kokuyor.
Seni vatanım gibi sevdim biliyorsun. Soldukça canlar vatansız kalıyorum. Vurgunlar yiyorum hep solumdan Solum tutmuyor… Bil(m)iyorum gülüm, Bil(m)iyorum…
Biliyorsun Hep solumdan vurulurum…
Acı dolu şiir yorum ve fon müziği ben aldı götürdü bilmediğim diyarlara usta Yüreğini kalemini alkışlıyorum.......... Müslüman katliamlar .............. _____________Saygılar:(((
Mevlüt Bey yoruma yine geç kaldım biliyorum. :) Ama işte ben de galiba yorum yazma özürlüyüm. Gece yazamadım, gündüz uyanamadım; derken oldu akşam...
Bu şiir üzerinde çok çalışma yaptığını biliyorum. Günlerce çalıştın, değiştirdin, yeniden değiştirdin bir şair titizliğiyle. Sonunda da iyi bir şiir çıktı ortaya.
Şiirin altına teşekkürlerini yazmışsın; çok sağol, varol; ama ben sadece montaj yaptım. Emeği geçen Şule Hanım'a da ayrıca teşekkür ederim.
Şiire gelirsek... İlk okuduğum günden beri etkilenmiştim şiirden. Dünyanın bir yanardağa dönüştüğü günümüzde, her an her yerden alevler yükselmekte, insanlar acımaksızın öldürülmekte, her tür vahşet kararmış beyinlerce yapılmakta.
Düşündüm şiirle birlikte... Sahneler farklı yerlerde; ama oyunlar aynı hep... Oyunların yazarları da aynı merkezdeler. Umurlarında mı hiç dünya? Kaç çocuk artık uçurtmasını uçuramıyor? Kaç genç kız ve kadın tecavüze uğramış? Kaç insan can vermiş kalleş kurşunlarla?
Dünya kaynıyor için için. Magma fışkırmıyor... Kaynatan lavlar değil...
İnsanı yok edenler yine bir (Sözüm ona) insan. Aynı türün birbirini öldürdüğü hangi hayvan türünü biliriz? Bence hiç biri... Ancak kendi türleri dışına saldırırlar; tabii güçleri yeterse.
İnsanlık yok ediyor artık birbirini... İnsanlar şaşkın insanlarca katledilmekten... Ordular şaşkın; teröriste, vatana saldırana mermi sıktığı için suçlu ilan edilmekten. Şaşkın olmayanlar sadece kan kusan silah imalatçıları ve zehir satıcıları...
Çok uzun yazdım biliyorum; ama ben de çok dertliyim... Olaya insan olarak baksam olmuyor. vatan olarak baksam olmuyor, yurt olarak baksam olmuyor. Herkes içindden kim geçerse onu destekliyor da, benim Türkistan'da, Kerkük'te, Uygur yurdunda, Oğuz eli Azebaycan'da katledilen Türk kardeşlerime üzüntü bile sunulmuyor... Derdim bundandır... Tüm insanlığa üzülelim; ama kardeşlerimize de üzülelim... Hem de biraz daha fazla...
Sayın Hocam yorumunuz bana unutulan ecdadımızın Doğu Türkistan'da kalan torunlarına karşı, kardeşleri olarak (en az çin soykırımı kadar ) yanlış ve onların varlığını görmezden gelen bir anlayış içinde olduğumuz gerçeğini de gösterdi. Ve bir Japonya kadar olamadığımız gerçeği ortada.
Hatırlanırsa tepki olarak Türkistan bayrağı çekerek çin sularına girmişlerdi. Filistin, Arakanlar, Cezayir, Bosna, Hocalı, Pakistan nereyi ele alırsanız alınız, ezilenler, sömürülenler, soykırımlara uğrayanlar hep Türkler ve Müslüman milletler olmaktadır.
Ne zaman ümmeti Muhammed aklını başına alacaklardır, merak etmekteyim. Birer birer dünya coğrafyasından silinmeyi mi beklemektedirler acaba.
Yüce dinimiz İslamın öğretisi kindarlık, ötekileştirme, dışlama ve soykırımlar mıdır... Hayır, asla... O zaman insanlarımızın kendilerini bir sorgulaması gerekir bu konularda. Var mı dünyada mutsuz bir hıristiyan ülkesi acaba...
Tüm destekleriniz, şiirime montajından düzenlenmesine kadar tüm emeklerinize teşekkürüm, selâm ve saygılarımla Hocam.
Sayın Hocam yorumunuz bana unutulan ecdadımızın Doğu Türkistan'da kalan torunlarına karşı, kardeşleri olarak (en az çin soykırımı kadar ) yanlış ve onların varlığını görmezden gelen bir anlayış içinde olduğumuz gerçeğini de gösterdi. Ve bir Japonya kadar olamadığımız gerçeği ortada.
Hatırlanırsa tepki olarak Türkistan bayrağı çekerek çin sularına girmişlerdi. Filistin, Arakanlar, Cezayir, Bosna, Hocalı, Pakistan nereyi ele alırsanız alınız, ezilenler, sömürülenler, soykırımlara uğrayanlar hep Türkler ve Müslüman milletler olmaktadır.
Ne zaman ümmeti Muhammed aklını başına alacaklardır, merak etmekteyim. Birer birer dünya coğrafyasından silinmeyi mi beklemektedirler acaba.
Yüce dinimiz İslamın öğretisi kindarlık, ötekileştirme, dışlama ve soykırımlar mıdır... Hayır, asla... O zaman insanlarımızın kendilerini bir sorgulaması gerekir bu konularda. Var mı dünyada mutsuz bir hıristiyan ülkesi acaba...
Tüm destekleriniz, şiirime montajından düzenlenmesine kadar tüm emeklerinize teşekkürüm, selâm ve saygılarımla Hocam.
Ve şimdi oturmuş ağlıyor o çocuklar Ellerinde taş,gözlerinde yaş var. Siz de ağlayın ey dünya çocukları Savaşta ölüyor çocuklar yavaş yavaş...dedim ben de hocam:( Çocuklar ölmesin,kan çiçeklerinin kırmızısı açsın sadece bahçelerindeki akşam sefalarında...Tebrik ederim usta kaleminizi...Yorumlayan arkadaşın da yüreğine nefesine sağlık.İki güzel yüreğe çok saygı ve sevgilerimle efendim ışıldasın kaleminiz her daim..
Dünya çocuklarının acısına, göz yaşlarına ortak olan ender milletlerden biridir Türk Milleti ve Türk Çocuğu malumunuz Ferda Hanım... Bu nedenle de Ulu Önder Atatürk'e çocuklarımıza 23 Nisan gibi bir bayramı armağan ettiği için minnettarız binlerce kez...
Sadece akşam sefalarında açsın kırmızı çiçekler efendim.
Vefalı dost yüreğinize sonsuz teşekkürüm, selâm ve saygılarımla Ferda Hanım.
Dünya çocuklarının acısına, göz yaşlarına ortak olan ender milletlerden biridir Türk Milleti ve Türk Çocuğu malumunuz Ferda Hanım... Bu nedenle de Ulu Önder Atatürk'e çocuklarımıza 23 Nisan gibi bir bayramı armağan ettiği için minnettarız binlerce kez...
Sadece akşam sefalarında açsın kırmızı çiçekler efendim.
Vefalı dost yüreğinize sonsuz teşekkürüm, selâm ve saygılarımla Ferda Hanım.
Orasından, burasından,şurasından... velhasılı... neresinden tutarsan elinde kalır dünyanın bir tarafı kan, zulüm, öfke ile... tarihe not düşülmüş acıyla, gözyaşıyla ölümle ne çok öyküler... Böylesi bir şiiri okumak ve dinlemek apayrı bir haz verdi ve buruk bir hazdı bu... Hissetmek güzel, Hissettiğini başkalarına aktarabilmek, yaşatırcasına anlatabilmek ise apayrı bir yüreğin işi olsa gerek; o yürek insan sevgisiyle dolu, naif, latif, şefkatli bir yürektir... Mevlüt Hocamın yüreğinden, mahir kaleminden bir güzel gün eseri okumak ve dinlemekten mutlu oldum... Teşekkürler... Selam ve saygılar...
Güneri Yıldız tarafından 7/15/2013 5:17:18 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bugün, Filistin kokuyor ellerim; Nefesini tut gülüm… Soluksuz kal demiyorum. Sadece, Neşen beni avutmuyor, Şen kahkahalar atmadan da gülebilirsin; Ve hatta göğe yükselebilir. Ve belki, Top seslerini bastırabilir sesin Bosna’da, Halep sokaklarında, Arakanlar’da göğe yükselirken alevler B/eşiğe düşmüşken ölüm Türkistan’da çalınırken sevinçlerim… Sapanlarla füzeleri döverken Filistinli çocuklar… petrol soluyorum c/esed/ler arasında Yalınayak, Bil(m)iyorsun,
Dün,bugün ve yarın Ve hatta tüm geniş zamanlarımızda kokacak ellerimiz Oluk oluk kan,damla damla kokacak burnumuza.nefesimizi bu kokular kesecek,vicdanımızı p/aklar mı çalgılar çengiler,eli boş s/avuntular Evet ,güleriz dudaklarımızla,öreriz hapsettiğimiz dilimizin önünde koca koca duvarlar.atıladursun yüreğimizde toplar tüfekler,sallansın boş beşiğinde olmayan fatimalar,Ayşeler Ve oynasın sokaklarda füzelerle umudu yaralı çocuklar Bilmiyorum/bilmiyorsun/bilmiyoruz
Septumlara ayrılmışım lime lime, Mavimarmara sefer(ler)inde. Zikzaklar çiziyorum kırık dümenlerimle. Ya Bağdat’a varıyorum v/akitsiz, ya Hocalı’ya. Bil(m)iyorsun, Bil(m)iyorlar.
Oysa bizler çoktan unutmuştuk İnsanlık çoktan unutmuştu Bağdat’ı,Hocalı’yı.Gün dönümlerine kalmıştı bu seyahat.Yakındı tüm o yerlerin tarihi turistik bir yer haline gelmesi.Kıyımların gölgesinde kırıyor insanlık dümenini…Bu umman genişşşş,daha çok limanlar var ,çok kıyımlar var susuşların ardından…
Ellerim Afrika kokuyor bu gün, Sil gamzelerinden tebessümü. Meneviş gözlerin avutmuyor riyamı Bu kadar sıradanlaşmışken vedalar, üstelik Nisan yağmurları gibi düşerken Karanlığa sığınıyor geceler. Dokuz şiddetinde depremler vuracak Eylülleri Kulelerinden. Bil(m)iyorsun, Bil(m)iyorlar… Korku(yoru)m. Her yer Kerkük, Her yer Filistin kokacak.
Afrika kokulu gamzelerinde avutacağız çocukluğunu onların.Veda artık öyle soğuk öyle soğuk gelecek ki insanlığa; Her sabah kalkıp elini yüzünü yıkamak kadar sıradanlaşacak kırmızıya boyanması sokakların,ülkelerin,insanların Ve hatta kim bilir,moda bile yapar insanlık onların eylüllerini,demokrasilerini Biz koklamaya devam ederiz Filistinleri,
Ellerim kan çiçekleri topluyor bugün… Bosna sokaklarında Kan çiçekleri içerken kelebekler Solgun bir gül oluyorsun nazarımda Saçlarına uzanmıyor ellerim. Mostar gibi çözülüyorum Neretva’ya su taşıyor gözlerim Tufanlarında kürekler çekiyorum med’lerin. Ayaklarına pranga vurulmuş forsa gibi. Vicdanımın çarmıhında mıhlanıyorum… Bil(m)iyorsun, Bil(m)iyorlar;
Ne çiçek kaldı şimdi bosnada,ne insanlık…dedim ya işte.senin benim hatırladığım bir tarih kırıntısı .kuşlar geliyor arada,temizliyor,karınlarını doyuruyor kusuncaya kadar kuşlar.bay/kuş mu dersin gayri bilmem ben isimlerini.Hafızamı kaybettim köprü altı düşlerime katarken.astılar,kestiler beni/bizi velhasıl da….sus kaldı bize…sustuk/susturulduk ,oysa hayat ustura ağzındaydı da bilemedik,bilmedik
Toprak kokuyor her visal, Güllerim Türkistan kokuyor.
Seni vatanım gibi sevdim biliyorsun. Soldukça canlar vatansız kalıyorum. Vurgunlar yiyorum hep solumdan Solum tutmuyor… Bil(m)iyorum gülüm, Bil(m)iyorum…
Ve peygamberleri tarafından lanetlenmesi buzağıya tapan, yoldan çıkmış İsrail oğullarının meçhul akibeti, saptırdıkları dinin ilahi emirlerinin zamana uyarlanmaya çalışılması uğraşları...
Tüm insanlığa ilahi Nur olarak indirilen Yüce İslâm Dini'nin emir ve yasaklarından uzaklaşılması, Âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberin yalancı ilân edilmesi, onca kan ve gözyaşının oluk oluk akması arap yarımadasında...
Medeni olduğunu iddia eden, Avrupa ülkeleri, başta Amerika, rusya, İngiltere, fransa ve çin olmak üzere dünya güç dengelerini ellerinde tutan süper devletlerin etnik ayrımcılığa dayanan din anlayışları, hıristiyanlığı tüm dünyaya hakim kılma, tüm Müslümanları yok etme gayretleri...
Tarih tekerrürden ibarettir derler. Önce zenginliklerini çalarak coğrafi keşifler ve reform ve rönesansı gerçekleştiren medeni Avrupa, iki kutuplu bir dünya yaratma sevdasından asla vazgeçmemiştir. Bundandır Osmanlının mirasının yağmalanması girişimleri. Ve bundandır ki Orta Doğu'nun zenginliklerinin, petrol ve madenlerinin hortumlanması kavgaları. Bundandır ki Osmanlıdan sonra bu ülkelerin hemen hepsinin başına birer yandaş diktatörlerin yerleştirilmesi ve kanlarının emilmeye devam edilmesi çabaları hız kesmemiştir tarih boyunca.
Çünkü tarih boyunca onları frenleyen, hadlerini bildiren şanlı Osmanlı Devleti de artık tarih olmuştur. Türkiye ise henüz belini doğrultmaya başlamıştır, ölüm kalım savaşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşı'ndan.
İnsanlık ne zaman anlayacak acaba, terörle, şiddetle, soy kırımlarla bir yere varılamayacağını. Ve insanlık vicdanının er geç o canileri vicdanlarında ve tarih önünde yargılayacaklarını.
Son olması niyazımız, temennilerimiz ve dualarımızla...
Ve peygamberleri tarafından lanetlenmesi buzağıya tapan, yoldan çıkmış İsrail oğullarının meçhul akibeti, saptırdıkları dinin ilahi emirlerinin zamana uyarlanmaya çalışılması uğraşları...
Tüm insanlığa ilahi Nur olarak indirilen Yüce İslâm Dini'nin emir ve yasaklarından uzaklaşılması, Âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberin yalancı ilân edilmesi, onca kan ve gözyaşının oluk oluk akması arap yarımadasında...
Medeni olduğunu iddia eden, Avrupa ülkeleri, başta Amerika, rusya, İngiltere, fransa ve çin olmak üzere dünya güç dengelerini ellerinde tutan süper devletlerin etnik ayrımcılığa dayanan din anlayışları, hıristiyanlığı tüm dünyaya hakim kılma, tüm Müslümanları yok etme gayretleri...
Tarih tekerrürden ibarettir derler. Önce zenginliklerini çalarak coğrafi keşifler ve reform ve rönesansı gerçekleştiren medeni Avrupa, iki kutuplu bir dünya yaratma sevdasından asla vazgeçmemiştir. Bundandır Osmanlının mirasının yağmalanması girişimleri. Ve bundandır ki Orta Doğu'nun zenginliklerinin, petrol ve madenlerinin hortumlanması kavgaları. Bundandır ki Osmanlıdan sonra bu ülkelerin hemen hepsinin başına birer yandaş diktatörlerin yerleştirilmesi ve kanlarının emilmeye devam edilmesi çabaları hız kesmemiştir tarih boyunca.
Çünkü tarih boyunca onları frenleyen, hadlerini bildiren şanlı Osmanlı Devleti de artık tarih olmuştur. Türkiye ise henüz belini doğrultmaya başlamıştır, ölüm kalım savaşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşı'ndan.
İnsanlık ne zaman anlayacak acaba, terörle, şiddetle, soy kırımlarla bir yere varılamayacağını. Ve insanlık vicdanının er geç o canileri vicdanlarında ve tarih önünde yargılayacaklarını.
Son olması niyazımız, temennilerimiz ve dualarımızla...
Seni vatanım gibi sevdim biliyorsun. Soldukça canlar vatansız kalıyorum. Vurgunlar yiyorum hep solumdan Solum tutmuyor… Bil(m)iyorum gülüm, Bil(m)iyorum…
Biliyorsun Hep solumdan vurulurum…
GÜNAYDIN DOST GÖNÜLLÜ İNSAN ; İÇERİĞİ FON RESMİ VE KURGUSUYLA HARİKA VE YÜREK TİTRETEN DİZELERDİ..EĞİTİMCİ VE DUYARLI BİR YÜREKTEN BEKLENEN TEPKİLER ELBETTE..ÇOK GÜZEL VEDE ANLAM YÜKLÜ BİR DUYGU PAYLAŞIMIYDI .... YÜREĞİNİZ VEDE KALEMİNİZ DERT GÖRMESİN..YÜREKTEN KUTLARIM ..EMEĞİNİZE SAĞLIK . SELAM VE SAYGIMLA
Şiir acıdan mı doğar acep...! İçimi dağlayıp geçen duyarlılığınız için kutlluyorum sizi. Bosna,Srebrenitsa,Filistin,Arakan,Afganistan,Kırım,Çeçenya...onılmaz bir yaradır içimizde .
İnsanlığını kaybedenlerden olmamak dileğiyle selam ve saygılar...
Emper oyunları hep az gelişmiş ülkelerde başrolde... Ezilen insan, öldürülen insan, yok edilen insanlık... ve susmayan şiirler... Duyarlı kalemi yüreği yürekten kutluyorum kaleminizin ışığı daim olsun ki aydınlanalım şiirle... aydınlanalım düşünceyle ve hep solumuzdan vurulmayalım dedim... Teşekkürler şair çok teşekkürler her daim saygımla...
Seni vatanım gibi sevdim biliyorsun. Soldukça canlar vatansız kalıyorum. Vurgunlar yiyorum hep solumdan Solum tutmuyor… Bil(m)iyorum gülüm, Bil(m)iyorum…
Sadece Müslümanlar mı, Birleşmiş Milletler de uykuda, daimi üyelerinin çıkarlarına hizmetle meşguller şimdilerde... Ve ecdadına ihanetin bedellerini mi ödüyor acaba Müslüman ülkeler diye de düşünmeden edemiyoruz Hocam...
Sadece Müslümanlar mı, Birleşmiş Milletler de uykuda, daimi üyelerinin çıkarlarına hizmetle meşguller şimdilerde... Ve ecdadına ihanetin bedellerini mi ödüyor acaba Müslüman ülkeler diye de düşünmeden edemiyoruz Hocam...
Merhabalar Mevlüt Hocam... Şiir zaten başlığı ile bir farkındalık yaratmış Ve Belki top seslerini bastırır bu şiir...
Türkistanda çalınırken ..Filistinli çocuklara rağmen Petrol sunabilirler belki birbirlerine... Kan kokusu ta içine işler şair sayesinde okuyana.. Şiir yorum ve montaj acısından mükemmeldi... Ama kalem şaha kalkmasa ne yaparsan yap yorum şiiri kurtarmazdı... Anlayacağınız her şeyi ile harika bir çalışma olmuş...
Vatanın acılarını damarlarımızda hissettiren bu üçlüyü kutluyorum Saygılarımla
Bugün, Filistin kokuyor ellerim; Nefesini tut gülüm… Soluksuz kal demiyorum. Sadece, Neşen beni avutmuyor, Şen kahkahalar atmadan da gülebilirsin; Ve hatta göğe yükselebilir. Ve belki, Top seslerini bastırabilir sesin Bosna’da, Halep sokaklarında, Arakanlar’da göğe yükselirken alevler B/eşiğe düşmüşken ölüm Türkistan’da çalınırken sevinçlerim… Sapanlarla füzeleri döverken Filistinli çocuklar… petrol soluyorum c/esed/ler arasında Yalınayak, Bil(m)iyorsun,
Septumlara ayrılmışım lime lime, Mavimarmara sefer(ler)inde. Zikzaklar çiziyorum kırık dümenlerimle. Ya Bağdat’a varıyorum v/akitsiz, ya Hocalı’ya. Bil(m)iyorsun, Bil(m)iyorlar.
Ellerim Afrika kokuyor bu gün, Sil gamzelerinden tebessümü. Meneviş gözlerin avutmuyor riyamı Bu kadar sıradanlaşmışken vedalar, üstelik Nisan yağmurları gibi düşerken Karanlığa sığınıyor geceler. Dokuz şiddetinde depremler vuracak Eylülleri Kulelerinden. Bil(m)iyorsun, Bil(m)iyorlar… Korku(yoru)m. Her yer Kerkük, Her yer Filistin kokacak.
Ellerim kan çiçekleri topluyor bugün… Bosna sokaklarında Kan çiçekleri içerken kelebekler Solgun bir gül oluyorsun nazarımda Saçlarına uzanmıyor ellerim. Mostar gibi çözülüyorum Neretva’ya su taşıyor gözlerim Tufanlarında kürekler çekiyorum med’lerin. Ayaklarına pranga vurulmuş forsa gibi. Vicdanımın çarmıhında mıhlanıyorum… Bil(m)iyorsun, Bil(m)iyorlar; Toprak kokuyor her visal, Güllerim Türkistan kokuyor.
Seni vatanım gibi sevdim biliyorsun. Soldukça canlar vatansız kalıyorum. Vurgunlar yiyorum hep solumdan Solum tutmuyor… Bil(m)iyorum gülüm, Bil(m)iyorum…
Biliyorsun Hep solumdan vurulurum…
Bu dünya acımasızların ve zalimlerin dünyası, eziyorlar öldürüyorlar menfaatleniyorlar ve gülüyorlar ve böyle sürüp gidiyor imparatorlukları islam alemi birleşmedikçe bu devam edecektir ve devam ediyor.Çok önemli dizeler okuduk evet ibretlik dizeler ve hepside doğruydu.Üzücüde olsa gerçeğin yansımasıydı şairimizi ve anlamlı şiirini gönülden kutluyorum.Puanım tam.Yunus diyarından selamlar.
Maalesef Hocam, İslam alemi birleşmedikçe bu vahşetler devam edecektir ve de etmektedir. Dileriz son bulur ve barış tesis edilir dünyada, ne kadar zor olsa da...
Maalesef Hocam, İslam alemi birleşmedikçe bu vahşetler devam edecektir ve de etmektedir. Dileriz son bulur ve barış tesis edilir dünyada, ne kadar zor olsa da...
top sesleri,silah sesleri ve çığlıkları duyar gibi oldum her defasında yürekten haykırıyorum Allaha..Yarab! sabrınla biçiliyor insanlar..sonra diyorum ki cennetini mi dolduruyorsun senin bildiğin güzel..ölenler müslümanlar..ah gözünü sevdiğin kanuni şimdi kaç sefer yapmıştı..kapitalizm ve kominizm kıyımları ..ve kahrolsun siyonizm diyorum...rabbim kahır ismiyle tecelli etsin inşallah zalimlere... inşallah çin kahrolacaktır. arakandaki zalimler yok olacaktır..filistindeki yahudiler yok olacaklardır..Türkiye çok yalnız.. tek başına kalmış ardında islam birliği yok..arap arabı tutmuyor ..millet olarak kalleş bir millet zaten ..ve rabbimin baş gelsin onun ancak gücü yeter, diyorum.
yüreğimi nasıl burktu fon resim.offffff..ofki of ...kaleminiz daim olsun saygılarımla :((
Herhalde dünya güç dengesinde Türkiye'nin eksikliği arttıkça zulüm ve gözyaşı da artıyor... Ecdadımızın büyüklüğünü bir kez daha anlıyoruz bu soykırımları gördükçe...
Herhalde dünya güç dengesinde Türkiye'nin eksikliği arttıkça zulüm ve gözyaşı da artıyor... Ecdadımızın büyüklüğünü bir kez daha anlıyoruz bu soykırımları gördükçe...
HÜZÜN DOLUYDU, GERÇEK GÜNDEMLERDE OLMASI GEREKEN OLAYLARDI HARİKA ŞİİRİNİZ, İNSANDI, ÇOCUKTU, KISACASI VAR OLABİLMEKTİ.KUTLUYORUM DEĞERLİ DOST YÜREĞİ,SEVGİYLE KALIN
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.