...Ve Sustu Kuşlar… Ve Sustu Kuşlar ikindi gölgesi düştü mahrem bakışlarıma ne gök şahit oldu ne yer kalktı ayağa kapalıydı evrenin gözleri ömre sığmayacak kadar ölü ölümün aklının alamayacağı kadar diriyim vurgun hicranlarımın kapısı açık toz içinde kalan annemin sesi duvarlarda asılı hâlâ başıboş düşlerime sarıldıkça toprak öpsündü alnımı dirhemle ödesin sevaplarım günahlarımı ne çıkardı söndürse aras cehennem lâvını melekler mutlu olmaz mıydı insanlar gülerken hayat bir damla su kaçağı serinliğinde çarptı yüzüme denizin çalıp kaçtığı kum taneleri doldurdu gözlerimi acıttım büsbütün iki büklüm yüreğimi sıktıkça dişlerimi inci doğurdu bakışlarım sustu içimde kuşlar …kuşlar ki yarışırken poyrazla rahvan yürüdü bulutlar yağmur alabildiğine koştu göz uçuğu vakitler esrik saat tıkırtıları ile öpüşürken mahcup geceye hüzün gizlendi gülüşün “ah” diyordu çerçevelerden h.a.k" ...Ve Sustu Kuşlar" Şiir kitabımdan Fotoğraf: Recep Yılmaz Şiirime dokunan uğur böcüğüm için teşekkürler Edebiyat Defteri... |
biraz düşünmeye zorluyor,
aslında böyle de olmalı,
bazen kolaya kaçıyoruz,
tebrikler,
sevgilerimle..