EN UZAĞA
Eril bir semazenim sana dönmekte herşey
Vuslatının hatrına ummanı yırtmaktayım Şimdi son fasıl için üflenmekte garip ney Her nefeste yok olup her seste artmaktayım Gece ki karanlığın içinde bin surat var En yılgın uykularda büyüyen kabuslara Ve sabaha uzanan her an’da bir sırat var Şimdi beni imkansız istikbâllerde ara Ne zaman gözlerimi kapatsam bir uzağa Hayalimin yurduna akbabalar üşüşür Ve ne zaman ışığı resmeylesen bir dağa Karanlığın koynunda sıcacık bir düş üşür Anlamak bir başına kalmakmış yalan ile Meğer hiç açmamışlar gelincik çiçekleri Anlamak bir serçeyi dost bilip yılan ile Ölürken izlemekmiş mutsuz kelebekleri Ben tövbe kapısın o yüszüs fukarası En çılgın ateşlerde yakılası adamım Ben ki ilmin sefili imanın yüz karası Üzerine asuman yıkılası adamım Sendedir anahtarı en derin uykuların Hasret ile beklenen arzu sabah sendedir Gözlerin perdesidir en mahrem duyguların Ruhumun sakladığı bitmez eyvah sendedir Düne eyvah etmekle tükeniyor her günüm Umutlar tükendikçe ben de tükeniyorum Ne zaman son bulacak hasretine sürgünüm Yetiş bu son haykırış bu son fasıl diyorum. Faruk ATLİ. |