Hiç Tarlasında Minik Rüya ParçacıklarıHiç ağızlı seni. hiçten seçmeli duygusuz seni. seni seni, beni bana, seni bana. Daha nice, dilimin altında taşlaşan şeyler. En büyük şey sensin elbette. yatağımdan taşan dalgalar, odamdaki tablolara çarpıyor. ıslandılar. sırılsıklam bir sükunet rengi... Yatağımın altı dere kenarı. Uzatıyorum. Şırıl şırıl ağlama sesleri. Mavi pullu balıklar toprağımda bitiyor. Uzay, öyle derin, içimden geçebilen. Bir kadın eli aydınlatıyor olsaydı kırk iki metre kare rüyamı. Ojeli hayaller, sağ omzumda, sol omzumda. Bir kirpik taşı sektiriyorum sığ sancılarımda. Yine de geri dönemiyorum, parmak kaldırdığım o günlere : "Ben! Önce ben sevebilir miyim öğretmenim!" -Bugün ki konumuz ölümden sonra sevgi! "Ben! Bu derse en çok ben çalıştım öğretmenim!" "İşte bu çiçeklerin kucağında uyuya kaldım senelerce." Hiç işte! Okudum! Hepimiz hiç’in enerjisiyiz. Bir keşiş marifetiyle kayboluyoruz kendimizde. Sen, hiç kadın. Seni çok zor seçebiliyorum bugün yokluğunun arasından. Yine de, olduğundan çok daha fazla hiçsin aslında. Çok parlak bir şey gibi. Her yerimdeki her- şey- gibi. Çikolata parçacıklı kurabiyeni yerken tebessüm ettin. Gözüne bir cümle kaçtı, buğulandı dilin. Sonra masal parçacıklı limonatanı içtin. Yine gülümsedin, benim komik aşk tariflerine bakarak. Sen bana bakma, hiç işte. Ne kadar hiçli bir gündü değil mi , hiç görünemeyen. Bir hiç, bir şey, biraz kurabiye, biraz deniz tozu, biraz biraz şeyler. Sen aldırma bana, ben böyle böyle suluyorum, ruhumdaki hiç bitkilerini, renkli renkli hiç meyveleri açsın diye tutkularımda. Sen ki , bu deliliğimin içinde, yazgı saksısında açıvermiş bir şey bitkisinin yaprağı, Şey... Sen, Zarif bir yapraksın aslında, bazen sararmasını bile beceremeyen.... Oktay Coşar |
-Hiç
-Ne yapmayı düşünüyorsun ?
-Hiç
-Ne düşünüyorsun ?
-Hiç
Hiç diye geçiştirdiğimiz ama içi hiçten öte kocaman bir hiç heybemiz var.Her gün içini bir sürü umutlu hiçlerle doldurduğumuz, hiçliğimizin güzelliklerini aldım kendi payıma, teşekkürler usta kalemden sızan renkli hiçliklere..