Çılgın bakireŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Okulda çalışmaya alışıyordum
Yaşamda alışmaya çalışıyorum.. Ey güne yeni açılan göz uyan Uyan da bir bak güneşe Ey dünün ağrısını taşıyan göğüs Hisset sabahlara sarılan çam kokusunu Ve sessizce çek içine Şu su birikintilerine yansıyan Mavi bulutların aksi değil mi Ay değil mi köhne toprakta ışıl ışıl yanan Saydam yıldızlara uzanan meyveli dal değil mi Yaklaş ve tanı Bütün dünya ile birlikte soluduğun o rengarenk gölgeyi Hangi umuda asılı durur yıllardır kafan Bakalım hangi rüzgar devirecek o dev gövdeyi Kayıp gidiyor ayağının altından Umutsuzca bel bağladığın zaman Sorma neden nasıl diye Yaşamaksa içindeki ağrının adı Bu beyhude ölümler niye Bir günün çıkmazlığı kadar Ölümcül değildir hiçbir gece Düşünüp duruyorsun ya kafanı patlatırcasına Boşver ölmeden çözülmez bu bilmece Güldüğün zaman olsun bu İnandığın savunduğun şükrettiğin Yakasına yapıştığın zaman İçine hiç giremediğin maceran An olsun yüzyıllardır özlediğin Umut olsun Sevip okşayıp koynunda beslediğin Dört yanın uçurum değil mi Dört yanın çağ yangını ayan Atla ve yan Kov yüzündeki anlamsız iç geçirmeleri Zinde bakışlara uyan Olması gereken kuş ötüşleri değil miydi Dudağının kenarında asılı duran Söyle hani nerede senin kahkahan Şimdi çek restini ve gülücüklere dayan Bırak şimdi ağlamayı Kimseyi üzemeyeceksin nasılsa Bırak ağlamayı ve öğren Yaşam denen yüzsüz bakireden Her zifafta zevk almayı.. |